top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Sarı Kantaron

Son zamanlarda antidepresan etkisiyle isminden sıkça bahsedilen ‘‘Sarı Kantaron’’ (bilimsel adıyla Hypericum perforatum) bitkisini yakından tanıyalım. Bu yazımızda özellikle Anadolu’da halk arasında sıklıkla kullanılan sarı kantaron yağından ve bu yağın eldesinden bahsedeceğiz.


“uper” (yukarı) ve “eikon” (ikon) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan Hypericum kelimesi, Antik Yunan Dönemi’nde kötü ruhları uzaklaştırmak amacıyla yüksek noktalara asılan dini figürlerden gelmektedir. Latincede “sık ve küçük delikli” anlamına gelen Perforatum ise, bitkinin üzerindeki yağ guddelerinin ışık altında parlamasından ileri gelmektedir.




Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da bulunan H.perforatum; tüm Türkiye’de yaygın ve yabani olarak yetişmektedir. Ülkemizde “sarı kantaron, binbirdelik otu, yaraotu, kanotu, mayasılotu, kuzukıran” gibi isimlerle bilinen bitkinin dünyada yaygın olarak kullanılan ismi “St. John’s Wort”tür.


Dünyanın bilinen en eski sistematik tıp ve eczacılık kitaplarından biri olan De Materia Medica’da adı geçen H. perforatum’un tedavi edici etkisine, geçmişten günümüze pek çok kez başvurulmuştur. En bilinen etkilerinden biri olarak bitkinin kaynatılarak dahilen psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılabileceğini günümüze aktaran kişi; modern tıbbın kurucularından İsviçreli hekim ve kimyager Paracelsus’tur (1493-1541). Bunun yanında Plinius; diyarede, diüretik olarak ve şarapla alındığında mesane problemlerinde etkili olduğunu belirtmiştir.


Bitkiden dahilen antispazmodik, kabız, yatıştırıcı ve kurt düşürücü; haricen antiseptik ve yara iyileştirici olarak yararlanılır. Özellikle yanık ve yatak yaralarının tedavisinde çok etkilidir. Bunların dışında antimikrobiyal, antikanser, antienflamatuvar, antioksidan ve analjezik etkileri de bilinir. Bitkinin içeriğinde bulunan hypericin, fotosensibiliteye sebep olabileceğinden dahilen veya haricen tedavi sırasında yoğun güneş ışığından kaçınılmalıdır. Bu bitkiyi yiyen beyaz tüylü hayvanlarda da ölümle sonuçlanabilen deri hastalıkları meydana gelebilmektedir.




Sarı kantaron yağı (Hyperici oleum) haricen kullanılır. Bitkinin taze veya kurutulmuş çiçeklerinin maserasyonu ile elde edilen yağ, iki şekilde hazırlanabilir. İlk yöntemde zeytinyağı ile ara ara çalkalanarak 15 gün güneşte bekletilen çiçeklerin süzülmesiyle kırmızı renkli Hyperici oleum elde edilir. Bu elde işlemi, Anadolu’da halk tarafından yaygın olarak uygulanır ve Avrupa Farmakopesi’nde yer almaktadır. İkinci yöntemde ise zeytinyağlı karışım su banyosunda ara ara çalkalanarak 2 saat tutulur ve süzülür. Ardından kırmızı renkli yağ elde edilir. Bu yöntem daha hızlı yağ eldesi sağlamasına rağmen meşakkatli bir işlem olduğundan Anadolu’da nadiren kullanılır.


Sarı kantaron bitkisinden elde edilen preparatların kullanımında fotosensibilite, serotonin sendromu, şiddetli depresyonda intihara meyil gibi çok ciddi ilaç etkileşimleri ve yan etkiler oluşabilmektedir. Bu sebeple hekim ve eczacı kontrolü dışında kullanılmaması gerektiğini hatırlatırız.


Hazırlayan: Rabia Asar

Melda Arığ


Kaynaklar:

BAYTOP, T., 1999, Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 975-4200-211


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page