Hünnap, Çin tıbbının fitofarmasiye kattığı binlerce mucizevi bitkiden biridir. Bu şifalı bitkinin morfolojik özelliklerine, içeriğindeki maddelere ve bu maddelerin farmakolojik yansımalarına birlikte bir göz atalım.
Ziziphus jujuba (hünnap, ünnap, çiğde, çin hurması) bitkisi; Rhamnaceae familyasına ait, zorlu hava koşullarına dayanıklı, dikenli bir ağaç türüdür. Çalı formları da görülmektedir. Bitkinin meyveleri sert çekirdeklidir ve meyve olgunluğuna göre yeşilden kahverengi-mora doğru bir renk skalası gösterir. Bitkinin meyve, yaprak, tohum, kabuk gibi farklı bölümleri kullanılır ancak halk tarafından infüzyonu halinde çay olarak kullanıldığı için meyveleri daha popülerdir.
Ziziphus jujuba bitkisinin anavatanı Çin olmakla birlikte ülkemizin Batı ve Güney Anadolu bölgelerinde kültürü yapılmaktadır.
Hünnap, geleneksel Çin tıbbında "hayatın meyvesi" olarak adlandırılacak kadar büyük bir öneme sahiptir. Tabii ki hiçbir sırrın sır olarak kalmadığı gibi hünnap bitkisinin de mucizeleri diğer coğrafyalar tarafından tanınmıştır. Örneğin İbn-i Sina’nın reçetelerinde bitkinin antitüssif (öksürük kesici), laksatif (bağırsak motilitesini artırıcı), antiülserojenik (ülser oluşumunu önleyici) etkilerine değinilmiştir. İspanya'da ise meyvenin kabuğu, hamileliği önlediği düşünülerek halk tarafından yıllarca kullanılmıştır.
Ziziphus jujuba meyveleri A, B (B1, B2, B3, B6 ve B12) ve C vitamini; fenolik bileşikler, alkaloitler, karotenoidler, antioksidan maddeler, mineraller (demir, kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum), protein ve karbonhidratlar bakımından zengindir. Ne yazık ki bunca zenginliğine rağmen ülkemizde bu bitki üzerine yapılan çalışmalar oldukça azdır. Türkiye’de kullanılmakta olan herhangi bir ilaç formu yoktur fakat sirkesi ve reçeli yapılarak ya da besin takviyesi olarak satılan çeşitli ürünlerin içeriklerine katılarak yararlanmak isteyen kişilere sunulabilmektedir.
Kurutulmuş hünnap meyveleri
Kronik yorgunluk sendromu (CFS); fiziksel ve psikolojik yorgunluktan kaynaklanan, bağışıklık sisteminin baskılanması ile ilişkili bir hastalıktır. Serbest radikallerin ve oksidatif stresin bu hastalık ile pozitif bir ilişiği vardır. Bunun anlamı şudur: Antioksidan maddeler vücuttaki endojen ve eksojen kaynaklı kimyasal strese (radyasyon, UV ışınları, sigara dumanı, ksenobiyotikler, metabolizma ara ürünleri) karşı savaşırlar. Bitki, içeriğindeki fenolik maddelerden ötürü yüksek antioksidan aktiviteye sahiptir. Fenolik bileşikler serbest radikallere (kimyasal stres sonucu oluşan, çevre hücrelere zarar veren kararsız bileşikler) bağlanarak onların kararsız ve zararlı durumlarını kontrol altına alır. Bu durum, hücreden organizmaya giden bütünleyici sistemde doğru işleyen bir iç denge için, dolayısıyla sağlık için, vazgeçilmez bir savunma mekanizmasıdır.
Bahsettiğimiz fenolik bileşiklerin bazı miyokardiyal (kalp kası ile ilgili) hastalıkları önlediği ve alüminyum toksisitesini azalttığı da yapılan çalışmalarda bulunmuştur.
Ziziphus jujuba bitkisinin antikanser özelliğine de değinelim. Bitkinin HeLa servikal kanser hücrelerini, Hel 299 normal akciğer ve A549 akciğer kanseri hücrelerini inhibe ettiği, meyvelerinden izole edilen ursolik asitin HepG2 insan hepatoblastoma (malign karaciğer tümörü) hücrelerinde canlılığı azalttığı yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.
HCC (hepatosellüler karsinom) baskın hepatosit hücre tipini içeren bir kanser formudur ve dünya çapında ölüme sebep olan kanserler içerisinde üçüncü sıradadır. Z. jujuba bitkisinin içeriğindeki oleanolik asit ve ursolik asidin insan hepatosellüler karsinomu üzerinde inhibitör etki gösterdiği bulunmuştur.
Hünnap bitkisinin yaprakları, Asya halkları tarafından hipoglisemik etkisi görülerek yıllarca kullanılmıştır. Yapılan çalışmalarda Z. jujuba ekstraktının, glikozun hücrelere emilimi aşamasında difüzyonu yavaşlatarak kan glikozunun aşırı yükselmesini engellediği görülmüştür. Bu durum, bitkinin antidiyabetik etkisini kanıtlamaktadır.
Kabukların izolasyonu ile elde edilen ve antikanser özellikte bir madde olan betulinik asidin HIV1 (Human Immunodeficiency Virus) enfeksiyonunu yavaşlattığı bulunmuştur. Son olarak tohum içeriğine baktığımızda; tohumdaki spinosin ve swertisin (flavonoid) maddelerinin sedatif, hipnotik ve anksiyolitik etkili olduğunu görmekteyiz.
Bütün bu verilere bakıldığında anlaşılıyor ki hünnap, her parçasıyla faydalanılmayı ve şifa dağıtmayı bekleyen bitkiler arasındadır. Günümüzde bir etken maddenin izolasyonundan başlayıp ilaç formunda raflara taşınana kadar izlediği sürecin zorluğundan dolayı hünnapın geri planda kalışını anlamak bir ölçüde mümkün olmaktadır.
Bilim dünyasında bizi bekleyen hünnap gibi diğer tüm değerli bitkilere ve onların mucizelerine bir an önce kavuşmak dileğiyle.
Hazırlayan: Bilge Etcibaşı
Kaynak:
Kemeç Hürkan, Y. (2019). Hünnap (Ziziphus jujuba Mill.) Meyvesi: Geçmişten Günümüze Tıbbi Önemi . Journal of the Institute of Science and Technology , 9 (3) , 1271-1281 . DOI: 10.21597/jist.524818: https://doi.org/10.21597/jist.524818
Sobhani, Z., Nikoofal-Sahlabadi, S., Amiri, M. S., Ramezani, M., Emami, S. A., & Sahebkar, A. (2020). Therapeutic Effects of Ziziphus jujuba Mill. Fruit in Traditional and Modern Medicine: A Review. Medicinal chemistry (Shariqah (United Arab Emirates)), 16(8), 1069–1088. https://doi.org/10.2174/1573406415666191031143553
Tahergorabi, Z., Abedini, M. R., Mitra, M., Fard, M. H., & Beydokhti, H. (2015). "Ziziphus jujuba": A red fruit with promising anticancer activities. Pharmacognosy reviews, 9(18), 99–106. https://doi.org/10.4103/0973-7847.162108
Tripathi, S. (2014). Ziziphus jujuba: A phytopharmacological review: https://pesquisa.bvsalud.org/portal/resource/pt/sea-150419
コメント