top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

İnsektisit Zehirlenmesi ve Tedavisi

Pestisit; tarımda ekinlerle bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, istenmeyen yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bileşiktir. Kimyasal yapılarına ve işlevlerine göre sınıflara ayrılan pestisitin; böcek öldürücü (insektisit), ot öldürücü (herbisit), mantar öldürücü (fungusit) gibi çeşitleri bulunmaktadır. Pestisitler gıdalarda kalıntı bırakabilir ve meyve-sebze gibi gıdaların iyi yıkanmayıp tüketilmesi sonucunda sağlık açısından ciddi zararlara neden olabilir. Bir pestisit çeşidi olan ve böceklere karşı kullanılan insektisitler, küresel anlamda daha çok tarımsal üretimi artırmak amacıyla kullanılan ürünler olarak bilindikleri için birçok yerde “tarım ilacı” olarak da adlandırılmaktadırlar. Yaygın kullanım alanları ile paralel olarak kullanım sırasında koruyucu giysiler kullanmamak, ambalajlama ve saklama yanlışları, bilinçsiz tüketme, intihar amaçlı kullanım gibi sebeplerden dolayı toplumda insektisit zehirlenmeleriyle karşılaşılmaktadır. Diğer taraftan, evde ve diğer pek çok alanda kullanımları söz konusudur. Gıdaları tüketmeden önce soymak ve pişirmek pestisit seviyesini düşürmede en etkili yöntemlerden biridir. Evinizde yetiştirebileceğiniz meyveler ve sebzeler pestisite maruz kalmayı önleyebilmektedir.




Organofosfat zehirlenmesine dünyanın her bölgesinde sıklıkla rastlanmaktadır. Zehirlenmeler genellikle evlerde kazara olabilir veya tarım ve endüstriyel alanlarda çalışanlarda görülür. Özkıyım amacıyla kullanım çoğunlukla 30-50 yaş arası erkeklerde görülür. İşe bağlı maruziyet, bu alanlarda çalışanların çoğu erkek olduğu için 15-45 yaş arası erkeklerde daha sık rastlanır. Küçük çocuklarda ise alım genellikle kaza sonucudur ve ciddi zehirlenme insidansı daha yüksektir.


Organofosfatların absorpsiyonu; inhalasyon, transdermal, transkonjonktival ve gastrointestinal yollarla olabilir. Organofosfat ve karbamat zehirlenmelerinde mortalite oranı; alınan maddeye, miktara, hastanın önceki sağlık durumuna, maruziyet alanında bulunmada ya da nakilde geçen süreye, solunum desteği, entübasyon ve ventilatörden ayrılma ile ilgili faktörlere bağlıdır ve ortalama %3–25 arasındadır. Organofosfat intoksikasyonu ile ilgili olguların irdelenmesi, tartışılması ve bilgi paylaşılması, hastalara uygun tedavinin zamanında yapılmasını sağlayarak mortaliteyi azaltacaktır.




Organofosfatlı insektisitler, sinir sistemindeki kolinesteraz enzimini inhibe ederek etki gösterirler. Asetilkolin; merkezi, otonomik ve somatik sinir sistemindeki en önemli nörotransmitterdir. Kolinesteraz, asetilkolininin aktif komponentleri olan kolin ve asetik asite hidrolize olmasını sağlar. Kolinesteraz inhibisyonu, sinir sinapslarında ve nöromusküler kavşaklardaki asetilkolinin hidrolizini engeller ve asetilkolin reseptörlerinin aşırı stimülasyonuna neden olur. Motor son plaklarda asetilkolin birikimine bağlı olarak ortaya çıkan nikotinik (sempatomimetik) etkiler; kas fasikülasyonları ile sonuçlanan iskelet kaslarının persistan depolarizasyonu, kas güçsüzlüğü, hipertansiyon ve taşikardidir.


Organofosfatlı insektisitlerle zehirlenmelerde görülebilecek diğer etkiler aritmi, hipotansiyon, hipertansiyon, ekstrapiramidal etkiler, hiperamilazemi, akut pankreatit olarak sıralanabilir.


Klinik tablo; kullanılan ajanlara, absorpsiyon miktarına ve maruziyet şekline bağlıdır. Hastaların çoğu kullanımdan sonra, alınan miktara bağlı olarak 8–24 saat içinde semptom göstermeye başlar. Semptomların başlangıcı inhalasyonla çok hızlı, transdermal absorpsiyonla en yavaştır. Organofosfat zehirlenmesi düşünülen hastalarda tanı; özellikle toksisite varlığına dair semptom ve bulgulara, her zaman acil olarak ölçülebilmesi mümkün olmasa da laboratuvar kolinesteraz düzeylerine dayanır. Toksisitenin derecesi spesifik semptom ve bulgulara göre derecelendirilerek hafif, orta ve şiddetli toksisite şeklinde tanımlanır.


Zehirlenme sonrası tedavi süreci; dekontaminasyon, absorpsiyonun engellenmesi, genel destek ve yoğun respiratuar destekten oluşur. Antidotlar zehirlenmenin derecesine göre uygulanır. Sağlık çalışanlarının sekonder kontaminasyonu çok önemlidir. Koruyucu elbise ve eldivenler giyilmelidir. Hastanın tüm giysileri ve aksesuarları tamamen çıkarılmalı ve tek kullanımlık özel torbalara konularak atılmalıdır. Hastanın tüm vücudu bol miktarda sabunlu suyla yıkanmalıdır. Bu işlemler yapılırken cildin zarar görmemesi sağlanmalıdır.



Oluşabilecek ritim bozukluklarına karşı iyi bir kardiyak monitörizasyon bu hastalar için çok gereklidir. Koma, nöbetler, solunum yetmezliği, aşırı solunumsal sekresyonlar ya da şiddetli bronkospazm, endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon gerektirebilir. Yeni ya da fazla alımlarda mutlaka gastrik lavaj ile midedeki zehir uzaklaştırılmalı ve aktif kömür uygulanarak absorpsiyon azaltılmalıdır. Hemodiyaliz ve hemoperfüzyonun değeri ispatlanmamıştır.


Tedavide farmakolojik olarak atropin ve pralidoksim (2-hidroksiiminometil-1-metil pridinyumklorid; 2-PAM) kullanılır. Atropin, MSS’deki ve muskarinik reseptörlerdeki asetilkolinin kompetitif antagonistidir. Muskarinik ve aşırı parasempatik stimülasyonun sekonder santral etkilerini geri döndürmede kullanılır.



Doz kuru, bol trakeabronşiyal sekresyona göre ve pupiller dilatasyon takip edilerek titre edilebilir. Atropin dozu yetişkinlerde 2-4 mg iv ve çocuklarda 0.05 mg’dır. Eğer etki görülmezse bu doz her 5–10 dk’da bir muskarinik semptomlar kaybolana kadar tekrarlanır. Muskarinik semptom ve bulgular uzarsa tedavi de uzatılabilir.


Atropin infüzyonunun birkaç haftaya kadar uzatıldığını bildiren yayınlar bulunmaktadır. Nöbetler hava yolu manipülasyonu, benzodiazepinler ve antidotlar ile; pulmoner ödem ve bronkospazm ise oksijen, entübasyon, pozitif basınçlı ventilasyon, atropin ve pralidoksim ile tedavi edilir. Disritmilerin tedavisi temel kardiyak destek kriterlerine göre yapılır.


Organofosfat intoksikasyonları yoğun bakımlarda sık görülen ve hayatı tehdit eden zehirlenmeler olmakla birlikte, doğru zamanda yapılacak müdahale hayat kurtarıcı olmaktadır. Bunun için tedavinin ve müdahalenin sağlık çalışanları tarafından iyi bilinmesi ve doğru uygulanması önemlidir.


Hazırlayan: Sevgi Ataklı


Kaynakça


Özkaya G, Çeliker A, Koçer-Giray B. İnsektisit zehirlenmeleri ve Türkiye’deki durumun değerlendirilmesi. Turk Hij Den Biyol Derg, 2013; 70(2): 75-102.


Ersoy A., Koksal Ç., Ervatan Z., Çakırgöz M., Sinoğlu B., Bir Olgu: Organofosfat İntoksikasyonu. Aydın Sağlık Dergisi - Yıl.1 Sayı.1 Yıl. 2015 (81-86)


Memorial Tıbbi Yayın Kurulu, Pestisit Nedir? Zararları Nelerdir? [Internet] 2022. Erişim adresi:



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page