Tükettiğimiz besinlerden bazıları ilaçlar ile etkileşime girerek ilaçların etkilerini değiştirebilir. Bazı durumlarda ilacın etkisini azaltırlar, bazı durumlarda ise ilaç molekülünün vücutta kalma süresini uzatarak etki miktarını artırırlar. Bu besinlerden biri de greyfurttur.
Greyfurt ya da ‘‘cennetten gelen meyve’’ anlamındaki Citrus paradisi, C vitamini bakımından oldukça zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, kanser gelişimini önler, kalp sağlığını korur, tansiyonu ve kolesterolü düzenler, insülin direncini azaltır. Ayrıca güçlü bir antioksidandır. Soğuk pres yöntemiyle kabuklarından elde edilen yağ ise antibakteriyel ve antiseptik özellikler taşır. Greyfurtun daha pek çok faydası bulunmaktadır. Ancak bu yazımızda onun faydalarından bahsetmek yerine güzelliğinin altındaki karanlık yönüne dikkat çekeceğiz.
Greyfurt-ilaç etkileşimleri ilk olarak 1989 yılında Kanadalı bir grup araştırmacı tarafından tesadüfen fark edilmiştir. Etanol ve felodipin etkileşimini incelemek için yaptıkları klinik çalışmada etanolün tadını gizlemek için greyfurt suyu kullanmışlardır. Çalışmaları sırasında greyfurt suyu ve felodipin etkileşimini keşfetmişlerdir. Ardından bu etkileşimler klinik önem kazanmaya başlamıştır.
Greyfurt suyuyla etkileşen ilaçlar, karaciğerde ya da intestinal bölümde ‘‘sitokrom P-450’’ enzim sistemiyle metabolize olan ilaçlardır. Etkileşme karbamazepin, kafein, midazolam, triazolam, etinil estradiol, lovastatin, kalsiyum kanal blokerleri, proteaz inhibitörleri ve siklosporin ile klinik açıdan önemli ölçüde gerçekleşir. Greyfurt suyunda bulunan flavonoidler ve furanokumarinler bu enzim sistemine bağlanarak enzimi inhibe etmektedir. Furanokumarinler, flavonoidlerden daha güçlü bir etkiye sahiptir.
Enzim sisteminin inhibisyonu, iki farklı senaryoya neden olabilir. Eğer sistem aktif olan ilacı metabolize edip vücuttan atılmasını sağlıyorsa inhibisyon sonucunda ilaç vücuttan atılamayacağı için aktif molekül kanda yüksek konsantrasyonda bulunur. Bu da bazı yan etkilere ve zehirlenmelere neden olabilir. Ön ilaçlarda ise tam tersi bir durum söz konusudur. İlacın aktifleşmek için bu enzim sistemi tarafından metabolize edilmeye ihtiyacı vardır. Metabolizmasını tehlikeye atmak, aktif ilacın konsantrasyonunu düşürür, terapötik etkisini azaltır ve terapötik başarısızlık riski taşır.
CYP3A4, sitokrom P-450 ailesinde yer alan bir enzimdir. Furanokumarinler CYP3A4’ü geri dönüşümsüz olarak inhibe eder. Bu enzim ilaçların yaklaşık %50’sini metabolize ettiğinden birçok ilaç greyfurt suyu tüketiminden etkilenir. Terapötik indeksi (güvenlik aralığı) dar olan ilaçlar için bu etkileşim oldukça tehlikelidir. Yani kanda bulunan ilacın konsantrasyonundaki ufak bir değişiklik ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Etkileşim, greyfurt suyu ilaç ile aynı anda alındığında veya ilaç alınmadan önceki 4 saatte alındığında en yüksek düzeydedir. Bu etkileşimi önlemek için iki madde arasına en az 4 saatlik bir süre koymak gerekir.
İlaçların greyfurt suyu ile herhangi bir etkileşime girip girmedikleri genelde prospektüslerinde belirtilmektedir. Ancak etkileşime giren ilaç sayısının giderek artması sebebiyle bu durumun doktora veya eczacıya danışılması daha doğru olacaktır.
Hazırlayan: Sude Durak
Kaynak:
Comments