top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Eczacılığın Dünü ve Yarını

Tarih öncesi çağlarda hastalıkların nedeni kötü ruhlar sanılırken çaresi büyücülerde aranmaktaydı. Tedavilerin, dualar ve bitkiler sayesinde gerçekleştiğine inanılırdı. Bu dönemdeki çoğu uygarlığın bilgilerini yazıya dökerek hazırladığı kitabeler günümüz tedavilerine yol göstermiştir. Bunlara Pen T’srao, Ebers Papirüsü, Hitit tabletleri, Materia Medica, Codex Constantinopolitanus örnek verilebilir.


M.S. 2. yüzyılda yaşayan Galenos, hekimliğinin yanı sıra ilaçları kendi yapmasıyla ünlü olduğu için eczacılığın babası kabul edilir. Eczacılığın hekimlikten ayrılması ise Alman İmparatoru II. Frederic tarafından 1241’de yayınlanan emirname ile gerçekleşmiştir.



Eczacılık eğitimleri Avrupa’da 1777’de, ülkemizde ise Sultan II. Mahmut’un emriyle kurulan Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’ye bağlı eczacı sınıfında 1839 yılında başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde ise dönem dönem tıp fakültesi ve fen fakültelerine bağlı olan eczacılık bölümünün fakülte haline getirilmesi 1960’lı yılları bulmuştur. Sırayla Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi gibi köklü okullarda eczacılık fakülteleri kurulmuştur. Fakültelerin kurulmasının ardından eczacılık eğitimi daha özerk bir yapıya bürünmüş ve öğretim kadrolarında eczacılar daha çok yer almaya başlamıştır.


Gün geçtikçe gelişen ve farklı dallara ayrılan eczacılık mesleği, köklü geçmişinin getirdiği birikimle gelecekte de insanlığın gelişimine katkı sağlayan mesleklerden biri olacaktır. Türkiye’deki tarihinden kısaca bahsettiğimiz eczacılıkla ve eczacılığın geleceğiyle ilgili sorularımızı Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Belma Gümüşel yanıtladı.


1-Eczane açma konusundaki kısıtlamalar, yeni mezun eczacıları hangi alanlara yönlendirecek?


Eczacılık mesleği, pek çok çalışma alanı olan bir meslek. Serbest eczane bunlar içinde elbette önemli bir yer tutuyor ancak hastane eczacılığı, ilaç endüstrisinin üretimden ruhsatlandırmaya birçok farklı bölümü, kozmetik ve tıbbi cihaz sektörü, ilaç Ar-Ge laboratuvarları, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı diğer birimler eczacıların görev alabileceği alanlardan sadece bazıları. Eczacılıkta uzmanlık bir diğer önemli ve yeni mezunlarımızın kesinlikle değerlendirmeleri gereken bir çalışma alanımız. Akademik alan ise eczacılara çok ihtiyaç duyduğumuz olmazsa olmaz alanımız. Ülkemizde var olan veya yeni açılan eczacılık fakülteleri genç eczacılarımızı akademik yaşamı tercih etmeleri için bekliyor. Bu kadar çalışma alanına sahip sınırlı mesleklerden biri olmanın şansını iyi değerlendirmeliyiz ve artık yeni mezunlarımız mesleğimizin ihtiyaç duyulan diğer alanlarına yönelmeliler diye düşünüyorum. Örneğin, ilaç endüstrisinde %1,3 olan eczacı çalışma oranını arttırmalıyız. Mezunlarımızın sadece %3’ünün tercih ettiği akademik alanlara yönelmeliyiz ve ilaç araştırma geliştirme çalışmalarını daha fazla yapmalıyız.


2-Eski eczanelerle günümüzdeki eczaneleri karşılaştırdığınızda ne gibi değişiklikler gözlemlediniz? Sizce eczanelerde robotik raf kullanımı yaygınlaşacak mı?


Gelişen teknolojiye ayak uydurmak elbette kaçınılmaz. Geçmişten günümüze kayıt sistemlerinden ödeme sistemlerine kadar birçok şey bilgisayar ortamına taşındı. Reçete bile e-reçete şekline döndü. İlaç etki ve istenmeyen etkilerini hemen kontrol edebildiğimiz bilgisayar programları geliştirildi. Robotik raf kullanımı da eczacının işini kolaylaştıran başka bir sistem ancak bilginin her zaman çok değerli olduğunu unutmamak lazım. Eczacılarımız sahip oldukları bilginin değerini çok iyi bilmeli, bilgilerini her zaman güncellemeli ve geliştirmelidir. Hastalarına en doğru ve güvenilir bilgiyi en uygun iletişim şekliyle sunmalı, olası ilaç hatalarını önlemeli, sadece tedavinin en doğru şekilde yapılmasına değil sağlığın korunmasına da katkı sağlamalıdır. İşte tüm bunlar elbette teknolojinin yardımıyla kolaylaşabilir ancak sadece teknoloji ile mümkün olmayan durumlardır.


3-Türkiye’de zincir eczane modeline geçilebilir mi, geçilirse halk sağlığı açısından sakıncaları nelerdir?


Tek bir eczacının sorumluluğunda hizmet sunan eczanelerin varlığının, bu eczaneden hizmet alan hastaların sağlığının daha yakından takibi açısından çok önemli olduğu kanısındayım. Hastanın daha önce aldığı ilaçların ve diğer hastalıklarının takibi, olası etkileşmelerin izlenmesi, daha doğru ilaç kullanımının sağlanarak tedavi başarısına katkıda bulunulması ve tedavinin sonuçlarının takip edilmesi, gerekiyorsa uyarıların yapılması bireysel eczanelerimizde mümkün olabilmektedir. Zincir eczanelerin dünyadaki örneklerine baktığımızda ise elbette eczacıların çalıştığını görmekteyiz ancak bu sözünü ettiğim takip mekanizmasının olmadığını ya da zayıf kaldığını söyleyebiliriz.


4-Son zamanlarda bazı zincir marketlerde eczacılık sembolleri kullanılarak sağlık ürünleri satıldığına şahit olduk. Size göre bu durumun önüne geçebilmek için yaptırımlar nasıl olmalı?


Bu sağlık ürünlerini işin uzmanına danışmadan almanın ve kullanmanın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini her yerde anlatmamız gerekiyor. Sağlık Bakanlığı, eczacı odaları ve Türk Eczacıları Birliği’nin burada daha fazla rol alması gerektiğini düşünüyorum.


5-İnternetten ilaç satışının engellenmesi için neler yapılmalı, bu konuda otoritelere, eczacılara ve öğrencilere düşen görevler nedir?


İnternetten ilaç satışının engellenmesinde resmi otoritelerin yapacağı denetim elbette çok önemli ancak halkın bilinçlendirilmesi daha da önemli bir konu. İnternetten alınacak ilaçların özellikle güvenliliği konusunda endişelerin olduğu, hekime ve eczacınıza danışmadan alınacak ilaç veya gıda takviyelerinin önemli istenmeyen etkilerinin olabileceği, bilhassa kronik hastalığı bulunan ve kronik ilaç kullanan kişilerde etkileşmelerin sonuçlarının ciddi olabileceği konusunda yeterli aydınlatmayı yapmak gerekiyor. Bu noktada hem eczacılarımıza hem öğretim elemanlarımıza hem de öğrencilerimize görevler düşüyor. Örneğin, henüz öğrenciyken yapabileceğiniz projelerinizin konularından biri neden bu alanda olmasın?


6- Eczacılık sektöründe dijitalleşme sınırları nelerdir?


Teknolojinin bu kadar yaygınlaştığı ve bilişim sektörünün güçlendiği günümüzde eczacılık sektöründe de dijitalleşme önemli bir yer almaktadır. Dijital sağlık kavramının eczacılık eğitiminde de yer alması ve standardize edilmesi konuları tartışılan konular arasındadır. Mobil uygulamalar, elektronik sağlık kayıtları, e-reçete, giyilebilir cihaz verileri, sağlık aplikasyonu kullanan hastalar ve hatta yapay zekanın kullanıldığı programlar bu kapsamda sıralanabilir.



7-Kişiye özel tedavi kapsamında majistral kullanımının yaygınlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz?


Majistral her zaman çok önemsediğimiz bir konu, eczacının sanatı. Bundan hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz. Kişiye özgü yapılacak preparatların majistral olarak hazırlanması da elbette önemli ve yaygınlaştırılmalı görüşündeyim.


8-Eczacılıktaki biyoteknolojik gelişmelerden neler beklemeliyiz?


Biyoteknolojik ilaçlar, dünyada son yıllarda piyasaya sunulan yeni ilaçlar arasında önemli bir yere sahiptir. Pek çok kronik hastalığın tedavisinde kullanıma sunulmaktadır ve gelecekte daha da önemli bir yer tutacağı görülmektedir ancak gelişmiş teknoloji gerektirmesi ve maliyetlerinin yüksekliği üretim ve kullanımında sınırlamalar da getirmektedir. Bu alanda bizim de yer bulabilmemizin önemli olduğu, eczacılık eğitiminden başlayarak biyoteknolojik ve biyobenzer ilaçlara ait bilgi birikiminin artırılması gerektiği ve elbette ülkemizde bu alanda üretim yapabilecek ilaç firmalarının da gelişmesinin yararlı olacağı düşüncesindeyim.


9-Geçmişimizi iyi öğrenmenin ve gelecek için çalışmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Sizin eczacılık öğrencilerine çağı yakalamaları için önerileriniz nelerdir? Bir eczacılık öğrencisi kendini hangi konularda geliştirmelidir?


Eczacılık öğrencilerimizin öğrencilik yıllarında derslerinin yanı sıra mesleğimizle ilgili hem ülkemizde hem dünyadaki gelişmeleri takip etmeye başlamalarını, kendilerini daha da geliştirmek için farklı toplantılara ve eğitimlere katılmalarını öneririm. Birçok öğrenci kongresi yapılıyor ya da farklı konferanslar düzenleniyor. Her şeyin çevrimiçi olduğu günümüzde sadece ülkemizde değil dünyanın herhangi bir ülkesinde düzenlenen herhangi bir toplantıya katılmak artık çok daha kolay. Mutlaka ilginizi çekecek konferanslar ya da eğitimler bulabilirsiniz. Hocalarınızın peşini bırakmayın, danışmanlıklarını mutlaka alın ve sizleri yönlendirmelerini isteyin ama günün sonunda kendi ilgi alanınızı sadece kendinizin belirleyebileceğini de unutmayın.

Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi olarak bizler hem meslektaşlarımıza hem öğrencilerimize yön gösterebilecek, fark yaratabilecek alanlarda eğitimler düzenleme çabası içindeyiz. Bizi takip etmenizi de öneririm. Spor Eczacılığı, Veteriner Eczacılığı, Sağlık Hukuku, Homeopati, Fitoterapi, Kozmetik Ürünlerde Güvenlilik ve Eczacılıkta In Silico Yaklaşımlar bunlardan sadece birkaçı. Bundan sonra da Onkoloji Eczacılığı Eğitimi gelecek. Henüz mesleğimizin hangi alanına daha fazla ilgi duyduğunuzu belirlemediyseniz bu eğitimlere katılmak ilgi alanınızı belirlemede size yardımcı olacaktır. Belli bir konuya odaklanarak, uzmanlaşarak ve bu alanda bilgi birikimini arttırarak başarıyı daha iyi yakalayabileceğinizi düşünüyorum. Bu alanın ne olduğunu belirlemek ise elbette size kalıyor.


Sizlere son tavsiyem hangi alanı belirlerseniz belirleyin başarı için en önemli şartın çok çalışmak olduğunu unutmayın. Çok çalışan için başarı kaçınılmazdır.


Hepinize başarılar diliyorum, yolunuz açık olsun.


Değerli görüşleri için Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Belma Gümüşel’e teşekkür ederiz.


Bu vesileyle Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden meslektaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.


Hazırlayan: Serra Koç

Alperen Kocabaş


Kaynak:


Baytop, T. (2001). Türk Eczacılık Tarihi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları: http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/KITAP/2002-06264.pdf


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page