İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde ruhsatlandırma alanında yüksek lisans ve farmakoekonomi dallarında doktora yaptığınızı görüyoruz. Akademik konulardaki seçimlerinizi neye göre yaptınız ve bu seçimlerin iş hayatına katkısını nasıl yorumluyorsunuz?
Konudan bağımsız değerlendirdiğimde, yüksek lisans ve doktoranın hayatıma kattığı en büyük değer araştırma kabiliyetimi geliştirmesidir. Akademik tecrübelerim sonrasında veriye dayanarak konuşmayı ve bunu rakamlarla desteklemeyi daha önemser oldum.
Konu seçimlerime gelince;
Yüksek lisansta “Ruhsatlandırma’’ konusunu pratikte oldukça tecrübeli olmama rağmen kendime akademik bilgiler de katarak profesyonelleşmek istediğim için seçtim.
Doktora döneminde “Farmakoekonomi’’ konusunu da öğrenmek istediğim bir alan olduğu için tercih ettiğimi söyleyebilirim. Burada öğrendiklerim aynı zamanda iş alanım olan fiyat ve pazar erişim konularında da bana oldukça katkı sağladı.
Hem Sağlık Bakanlığında hem ilaç sektöründe deneyim sahibisiniz. Deneyimlerinizden yola çıkarak iki alanın farklarını bizler için açıklayabilir misiniz?
Kurumda düzenleyici, denetleyici bir rolünüz olduğu için daha çok regülasyonlara odaklanıyor ve kural koyucu olarak bir sorumluluk üstleniyorsunuz. Bu durum çeşitli alanlarda farklı tecrübeler kazanmanızı sağlıyor.
Sektörde ise bir yandan resmin bütününe odaklanırken diğer yandan detaylara inerek koyulan kuralların pratikte uygulanabilirliğini ve istisnaları nasıl yönetebileceğinizi deneyimliyorsunuz.
Meslek alanınızdaki çeşitli derneklerde görevleriniz var. Kariyerinize baktığınızda aldığınız görevleri nasıl değerlendirirsiniz?
Meslekle ilgili derneklerde yer almak sizinle benzer alanlarda görev yapan kişilerle iletişiminizi artırmanıza neden olur. Bu platformlarda hem iş hayatında edindiğiniz tecrübeleri aktarma fırsatı bulur hem de diğerlerinin tecrübelerinden öğrenirsiniz. Bunun yanında doğal olarak mesleki ve sosyal bir network edinirsiniz. O nedenle buraya ayırdığım zamanları çok önemsiyor ve kaliteli olmasına dikkat ediyorum.
İlaç sektörüne yıllardır emek veren bir eczacı olarak sektörde karşılaştığınız zorluklardan bahsedebilir misiniz?
Zorluğun tanımının kişinin bakış açısına göre değiştiğini düşünüyorum. Örneğin, uzun saatler çalışıyor olmak kimine göre yorucudur kimine göre ise öğrenme sürecinin artması anlamına gelir.
Ama genel olarak zorluklardan bahsedecek olursam; her zaman değişikliklere adapte olmak, kural koyucular tarafından gelecek sürprizlere açık olmak ve sorunlarla baş etmeyi bilmek gibi örnekler verebilirim. Bu nedenle gelişmeleri takip etmek ve iyi analiz etmek gerekir. Aynı zamanda benzer zorlukların hayatın her alanında olduğu gibi eczacılıkla ilgili diğer alanlarda da olduğunu düşünüyorum. Burada önemli olan, sorundan çok çözüme odaklanmak.
Bununla birlikte ilaç sektöründe çalışma özelinde ilave bir zorluk olmadığını düşünüyorum. Sadece insan sağlığına direkt etki eden özel bir ürün grubu ile çalıştığınız için ilave sorumluluklarınız olduğunu söyleyebilirim. Bu alanda kurumsal firmalarda, kurallar çerçevesinde, eğitim düzeyi yüksek insanlarla çalışmak bu sorumluluğu paylaşmanıza yardımcı oluyor.
Menarini Türkiye ürün portföyünün kapsamından bahsedebilir misiniz?
Ürün portföyümüz, tüketici sağlığı ürünlerinden beşeri tıbbi ürünlere kadar geniş bir yelpazede yer alıyor. Menarini olarak kardiyovasküler hastalıklar, metabolik hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları, nörolojik hastalıklar, alerji ve ağrı alanlarında tedavi sağlayan ürünlerimiz yer almakta. Ayrıca tüketici sağlığına yönelik birçok alanda portföyümüzde bulunan ürünler ile yaşam kalitesini arttıran destekleyici çözümler sunuyoruz.
Son dönemde yeni onkoloji terapötiklerinin geliştirilmesine odaklanan şirketimiz tümör profillerinin biyolojik mekanizmaları hakkında daha fazla bilgi ve deneyime sahip oldu. Bu sayede yüksek terapötik ihtiyaçlar, daha etkili ve doğrudan hedefe yönelik ilaçların geliştirilmesi gibi önemli fırsatlar ile onkoloji alanında kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz.
Günümüzde eczacıların ilaç sektörüne olan ilgisi hiç olmadığı kadar yüksek. Sizin işe alım sürecinde dikkat ettiğiniz detaylar nelerdir? Ruhsatlandırma ya da pazar erişim alanlarında çalışmak isteyen bir eczacıdan beklentileriniz nelerdir?
Kendi adıma çalışmak isteyeceğim kişide aradığım en önemli özellik alacağı rolde yapacağı işe istekli olmasıdır. İşin ona ne vereceği kadar kendinin işe ne katacağına dair bir merağının olması gerekir.
Ruhsatlandırma ve pazar erişim faaliyet alanlarında eczacılık eğitiminin başlangıçta çok büyük bir avantaj sağladığını düşünüyorum.
Ruhsatlandırma, bir ilaç öyküsünün keşiften formülasyonuna, üretimden pazara sunulmasına hatta pazar sonrası değişikliklerine hakim olunması gereken bir alan. O nedenle böyle multidisipliner bir alanın eczacılık eğitimi ile örtüştüğünü görüyorum. Kişisel özelliklere gelince disiplinli, düzenli ve değişikleri yönetme kabiliyetine sahip olmak çok kritik.
Pazar erişimde ise biraz daha ürünün getirdiği değere odaklanmak gerekiyor. Burada da tedaviyi iyi anlamak, alternatiflerin ne olduğunu iyi bilmek ve ürünün alternatiflere göre sağladığı avantajları ortaya çıkarmak çok önemli.
O nedenle eczacılık eğitimi almış kişilerin sektöre ilişkin tedavi protokolleri ile ilişkili yenilikleri takip etmesi ve farkındalığı olması önemlidir. Bunun yanı sıra rakamlarla da arasının iyi olması ve analitik düşünme kabiliyetinin olması gereklidir.
Değerli vaktini bizlere ayırdığı ve kariyer yolculuğu, ruhsatlandırma ve pazar erişim kapsamındaki sorularımızı içtenlikle yanıtladığı için Dr. Ecz. Özlem Atik’e teşekkür ederiz.
Hazırlayan: Serra Koç
Comentarios