top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Bir Ar-Ge ve Üretim Uzmanının Hikayesi: Sena ERBAŞ



Merhaba Sena Hanım, bizlere kendinizden bahsedebilir misiniz?


Merhaba. Ben Sena Erbaş, İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 2021 yılı mezunuyum. Şu anda RS Research’te Ar-Ge ve Üretim Uzmanı olarak çalışıyorum.




Sizi tanımaktan onur duyduk. Dilerseniz öncelikle Ar-Ge’ye başlama serüveninizden bahsedelim. Bu alanda staj yapmaya ve daha sonrasında çalışmaya karar verme sürecinizden bahsedebilir misiniz?


Ar-Ge benim hep çalışmayı istediğim bir alandı. Sadece üniversitede değil lisede de bu alanda çalışmalara katılmıştım. Bu nedenle karar verme konusunda bir sıkıntı yaşamadım. Ar-Ge’ye başlama serüvenim TÜBİTAK 2247-C STAR programı ile RS Research’e girmemle başladı. RS Research, onkoloji alanında akıllı nano ilaçlar keşfeden ve geliştiren bir biyoteknoloji girişimi. Hedefli kemoterapiyi mümkün kılan ilaç adaylarımızdan birinin Faz 1 klinik araştırması iki merkezde devam ediyor. Bu, laboratuvarda tasarımından itibaren klinikte hastalara ulaşana kadar adımları ülkemizde atılan ilk yeni ilaç adayı. Staj dönemimde böyle önemli bir projenin parçası olmak beni çok heyecanlandırdı. Böyle çalışmaları yurt dışına gitmeme gerek kalmadan en iyi üniversiteler ve araştırma merkezleri ile iş birliği içinde ülkemizde yürüten bir start-up’ın kariyerime başlamak için iyi bir fırsat olacağını anladım. Çok çalışarak Ar-Ge çalışmalarımıza olan katkımı ortaya koyunca RS Research ekibinin kalıcı bir parçası olmayı başardım.


Her şeyin TÜBİTAK 2247-C STAR Programı kapsamında RS Research’te stajyerlik yapmanız ile başladığından bahsettiniz. Bu programın içeriğinden ve RS Research’te yaptıklarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?


TÜBİTAK 2247-C STAR programı lisans öğrencilerine Ar-Ge kültürünü tanıtan ve onların bu ekosisteme girişini sağlayan bir program. Bu, benim gibi Ar-Ge’ye girmek isteyen biri için eşsiz bir fırsattı ve ben de bu fırsatı iyi değerlendirdim. Staj dönemim boyunca RS Research’te alanında en iyilerle çalışma fırsatı buldum ve gerçekten Ar-Ge’yi sevdiğimi, burada çalışmak istediğimi fark ettim. Staj dönemi boyunca aktif rollerde görev aldım, yapılan her işi gözlemledim ve sürekli soru sorarak ilerledim.


RS Research ekibinizde kaç kişi var ve ekibiniz mesleki anlamda nasıl bir dağılıma sahip?


RS Research’te yaklaşık 20 kişilik bir ekibe sahibiz. Şirketin kurucuları Prof. Dr. Rana Sanyal ve Sena Nomak’tır. Faaliyetlerimizi uluslararası danışmanlıklar ile ekosistem iş birlikleriyle yürütüyoruz. Ekibimizde özellikle Ar-Ge alanında daha çok kimyager arkadaşlarımız var.


Çalışma şartlarınızdan bahsedebilir misiniz?


Sürekli kendini yenileyen dinamik bir çalışma temposuna sahibiz. Ekibimiz, çalışmalarımızın bir kısmını Boğaziçi Üniversitesi laboratuvarlarında yürütüyor. Üretim tesisimiz ve ofisimiz ise Teknopark İstanbul'da bulunuyor. Akademi – sanayi iş birliğinin iyi bir örneğiyiz. Çalışmalarımızın hangi aşamasında olduğuna bağlı olarak aynı anda birden fazla proje için zamanı verimli bir şekilde kullanarak çalışmaya odaklanıyoruz. Bu da iyi bir şekilde koordine olup ekipçe iş birliğini artırmamızı sağlıyor.



Bir Ar-Ge ve Üretim Uzmanı olarak görev ve sorumluluklarınızdan bahsedebilir misiniz?


Portföyümüzde şu anda 5 yeni ilaç adayı var. Start-up modeli ile ilaç geliştirdiğimiz için ülkemizde az bulunur bir dinamik yapıyla konuşuyoruz. Örneğin laboratuvarda moleküllerimizin sentezlenmesi, saflaştırılması gibi Ar-Ge çalışmalarından sonra ortaya çıkan ürünleri kendi GMP üretim tesisimizde ilerletebiliyor, viallere dolumuna kadar kendi işlemlerimizi yapabiliyoruz. Ben genel olarak formülasyon ve stabilite çalışmalarını gerçekleştiriyorum. Ayrıca GMP şartlarında üretime de katkıda bulunuyorum.


Biraz da işinizin zorluklarından bahsedelim. Yaklaşık 2 yıllık serüveninizde sizi en çok zorlayan ne oldu?


Zorluklar elbette var ancak bunlara uyum sağlamak önemli. Benim için ilk başlarda deneylerde olumsuz sonuç almak zor geliyordu ancak o olumsuzluklardan sonra gelen güzel sonuçların hazzı beni denemeye devam ettirdi.


Kanser günümüzün en önemli problemlerinden biri. Çeşitli kanser tedavileri üzerine nanopartikül sistemleri geliştirdiğinizden bahsettiniz. Nanopartikül geliştirmenin önemi, avantajları ve dezavantajları nelerdir? Konvansiyonel ilaçlardan farkları nelerdir?


Evet, kanser hala günümüzün en önemli problemlerinden biri. Geleneksel kanser tedavisinin sınırlı olduğu birçok durum var. Terapötik ajanların yetersiz hedeflenmesi, artmış metabolizma, hızlı atılım, spesifik olmayan biyodağılım ve çoklu ilaç direncinin gelişimi bunlar arasında sayılabilir. Nanoteknoloji ile bu sınırların üstesinden gelebiliyoruz.


Sizce Ar-Ge’de çalışan biri hangi özelliklere sahip olmalıdır?


Sabırlı ve kararlı olmalı. Ayrıca duygusal bağışıklığı gelişmiş olmalı. Stresi yönetebilmeli, iletişim becerileri gelişmiş olmalı. Ancak bunlardan önce en önemlisi bu işi yapmaya istekli olmalı. İstekli olduğu müddetçe bu yetkinliklere sahip olmasa bile kendiliğinden gelişecektir.


Ar-Ge’ de staj yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Sahip olmamız gereken yetkinlikler nelerdir?


Öncelikle Ar-Ge’ye karşı isteği ve merakı olanların staja başvurması gerek. Staj döneminde ortamı iyi bir şekilde gözlemleyebilmek ve ortama adapte olmak önemli. Özellikle benim çalıştığım alan için farmasötik kimya ve farmasötik teknoloji dersleri daha önemli. Bu konularda çalışmalar yapmayı sevmelisiniz. Alanla ilgili yeni gelişmeleri ve literatürü takip etmenin de önemi çok büyük.


Kendinize yeterince vakit ayırabildiğinizi düşünüyor musunuz?


Bunun cevabı kişiden kişiye değişir ama kendi açımdan söylemek gerekirse iş benimle her yere geliyor. Bu, bilimle iç içe olmanın getirdiği bir durum sanırım.


Ar-Ge'de, eczacılık eğitimi süresince aldığımız hangi dersler daha ağırlıklı?


Aslında “farmasötik” ile başlayan tüm derslerimiz Ar-Ge ile ilgili ama özellikle farmasötik kimya ve farmasötik teknoloji büyük öneme sahip. Örneğin sentez uzmanı olarak çalışacaksanız farmasötik kimya, formülasyon ve üretim süreçlerinde çalışacaksanız farmasötik teknoloji büyük öneme sahip.



Geçmişe baktığınızda öğrencilik hayatınızda yapmadığınıza pişman olduğunuz/keşke yapsaydım dediğiniz bir şey var mı?


Yurtdışı eğitim ve staj fırsatlarını da deneyimlemek isterdim ancak bizim eğitimimizin bir bölümü ve staj yaptığımız dönem maalesef pandemiye denk geldiği için böyle bir deneyim yaşayamadım.


Öğrencilik hayatınızda bugünkü başarınızı hayal eder miydiniz?


Öncelikle nazik yorumunuz için çok teşekkür ederim ama öğrencilik hayatımda hayal ettiğim başarıya ulaşmak için hala çalışıyorum.




RS Research olarak Sağlık Bakanlığından klinik araştırmalar için onay alan ülkemizin ilk yeni kanser ilaç adayını geliştirip 5 ilaç adayı üzerinde de çalışmalar yapmaktasınız. Ülkemiz adına son derece kıymetli çalışmalar yapan bir ekipte yer almanın sizler üzerinde oluşturduğu duyguları bizlerle paylaşabilir misiniz?


RS Research’de olmak kesinlikle çok tatmin edici bir duygu. Kariyerime burada başladığım için çok gururluyum. Kansere çözüm bulmaya çalışan bir ekiple endüstride araştırmacı olmak, ilaçları insanlara ulaştırabilmek gerçekten çok heyecan verici.


Mezun olmaya yaklaşınca dahi tam olarak ne yapmak istediğini, hangi alana yönelmek istediğini bilmeyen çok sayıda eczacılık fakültesi öğrencisi mevcut. Öğrencilik hayatımızda bizlere neler yapmamızı önerirsiniz? Sizce yönümüzü nasıl ve ne zaman belirleyebiliriz?


Aynı yollardan geçen biri olarak hepinizi çok iyi anladığımı söyleyerek söze başlayayım. Eğer fakülteye başlarken aklınızda ne yapmak istediğiniz belliyse o alanlarda mümkün olduğu kadar staj yapıp alanı daha iyi tanımaya ve o alana uygun olup olmadığınızı belirlemeye çalışın. Eğer fakülteye başlarken kafanızda ne yapmak istediğinize dair bir fikir yoksa da tüm alanlarda staj yapmaya veya o sektördeki insanları bulup ne yaptıklarını öğrenmeye çalışın. Maalesef staj bulmak her zaman kolay olmuyor. Bu nedenle o alandaki insanlarla iletişime geçip kafanızdaki merak ettiğiniz soruları sormak da mantıklı bir seçenek. İsteğinizi ve tutkunuzu yitirmediğiniz müddetçe kapılar size her zaman açık olacaktır.


Siz de biliyorsunuz ki başarı kişiden kişiye değişen, pek çok farklı tanımı olan bir kelime. Sizin başarı tanımınız nedir?


Bence başarı insanın yaptığı işi sevmesi, eğlenmesi, sabır ve kararlılıkla devam etmesi ve hayatında denge kurmasıdır.


Kıymetli vaktini bizlere ayırıp sorularımıza verdiği samimi yanıtlar ile Ar-Ge konusundaki bilgi ve bilinç düzeyimizi artırdığı için Sena Erbaş’a çok teşekkür ederiz. Sağlık ve başarının her daim kendisiyle olması dileğiyle…


Hazırlayan: Zeynep PİRİNÇ





Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


bottom of page