top of page
Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Aşı Karşıtlığı

Aşı, hastalıklardan korunmak adına başvurulan güvenli ve etkili yöntemlerden biri olarak insanoğlunun sağlık alanındaki en değerli buluşlarının başında geliyor. Aşı tereddütü ve karşıtlığı tüm dünyada son yıllarda yeniden baş gösteren salgınlar sebebiyle oldukça artsa da aslında bu kavram ile aşının ortaya çıktığı ilk günden beri karşı karşıyayız.



Toplum sağlığı için oldukça önemli olan aşı ile bağışıklama, önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önüne geçebilmek adına hem kolay hem de maliyeti düşük bir yöntem olarak bilinmektedir. Buna rağmen aşı karşıtlığının ortaya çıkma nedenlerinin arasında insanların aşının etkinliğine ve bileşenlerine duyduğu şüphe, önlenebilir hastalıkların hafife alınması ve aşının güvenilir olmayıp birçok tehlikeli yan etkisinin olduğunun düşünülmesi gösterilebilir.


Öncelikle, aşılar her açıdan güvenilirdir. Kullanım onayı alınmadan önce deneme aşaması boyunca titizlikle test edilen lisanslı bir aşı, piyasaya çıktıktan sonra düzenli olarak değerlendirilir. Elbette aşıların nadir de olsa yan etkileri olabilir ancak aşı olmayarak alınan riskler daha tehlikeli ve fazladır. Hiçbir bilimsel ortamda aşıların gerekli olup olmadığının tartışıldığını duymamamızın nedeni de budur.


Diğer yandan aşının içeriğinde cıva, alüminyum gibi zararlı maddelerin bulunduğunu söyleyen kesim için şunu söyleyebilmek mümkündür: Organik bir cıva bileşiği olan timerosal, aşılarda bakteriyel kontaminasyonu engellemek adına çoklu doz içeren flakon şekildeki aşılarda kullanılan bir etil-cıva formudur. Vücutta birikerek yüksek dozlarda tehlikeli olabilen metil-cıva formunun aksine etil-cıva insan vücudundan hızla atıldığından toksik dozlara ulaşamaz. Aşının etkinliğini artırmak için 1930’lardan beri kullanılan adjuvanlar alüminyum, skualen gibi maddelerdir. Her aşının içinde olmamaları ile birlikte bugüne dek yapılmış bilimsel araştırmalarla aşıların içindeki adjuvanların insana zarar vermediği tespit edilmiştir.



Aşılanma sadece aşılanan kişiyi değil tüm toplumu koruyan bir yöntem olduğundan aşı olma kararı salgın yapabilen enfeksiyonlar söz konusu olduğunda bireysel bir karar değil, toplum sağlığı için bir gerekliliktir. Açıklamak gerekirse şöyle diyebiliriz: Toplumdaki aşılı kişi sayısı çok yüksek olduğunda hastalık salgına yol açamaz. Aşılanmayan kişiler, aşılanan kişiler sayesinde hastalıktan toplum bağışıklığı adı altında korunmuş olur. Ancak bunun tam tersi söz konusu olduğunda toplum bağışıklığı etkisi sönük kalır ve salgınlar görülür. Ayrıca bu nedenle ortaya çıkan salgınlarda aşılanmış kişilerin bazıları da aşının etkililiği sağlanamadığından hastalanabilir.


Aşı karşıtlığı kavramının bugününü anlamak adına geçmişine şöyle bir bakacak olursak ilk aşı olan çiçek aşısına karşı ortaya çıkan iddialar ile ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Aşının bulunuşunun merkezinde yer alan bu ölümcül hastalık, her yaştan ve her cinsiyetten insanda görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır. 11. yüzyılın başlarında Çinli doktorlar tarafından, vücutlarında bağışıklık kazandırması amacı ile çocuklar, bilerek çiçek hastalığına maruz edilmeye başladı. Hastalığın sebep olduğu çiçek yaralarının kabuklarından elde edilen tozu, gümüş bir tüp yardımıyla çocukların burunlarına verilmesi ile aşılamanın ilk şekli de gerçekleşmiş oldu.


18. yüzyılda tekrar yaygınlaşan çiçek hastalığı ile köy doktoru Edward Jenner kasabadaki bağışıklama işlemi sırasında ilginç bir keşfe imza attı. İnek sağan sütçü kızların hastalığa yakalanmayıp yine de bağışıklık kazanması ile Jenner, aşılama için çocukları doğrudan çiçek hastalığına maruz bırakmaktansa yerine daha hafif bir tür olan sığır çiçeğini kullanmayı tercih etti. Yapılan deney ile doğrudan çiçek hastalığına maruz kalmadan bağışıklık kazanılabileceğini ortaya koymuş ve dolayısı ile modern aşı terimi de ortaya çıkmıştır. Buna rağmen tarihteki ilk aşıya karşı geliştirilen iddialar oldukça ilginçti: İneklerden alınan virüs ile geliştirildiği için aşılanan kişilerin yüzlerinin inek yüzüne dönüşeceği, kadınların ise sığırlar ile aşk yaşayacağı düşünülüyordu.



“İnek kabarcığı veya yeni aşılamanın harika etkileri” olarak bilinen 1802’de yapılmış gravürde vücutlarından inek kafaları çıkan aşılanmış insanlar resmedilmiştir.


Geçmişten beri mücadele ettiğimiz aşı karşıtlığı kavramı Covid-19 aşılarında da varlığını sürdürmektedir. Aşı karşıtı insanlar kampanyalarını yürütmek adına yüz yıllık argümanlara danışarak aşıların güvenli olmadığını, içeriğindeki kimyasal maddelerin sağlığa ve çevreye zararlı olduğunu iddia ediyor, mRNA adlı yeni teknoloji ile üretilen Covid-19 aşısının insan DNA’sını değiştirdiğini öne sürüyor. Türk Tabipler Birliği yaptığı açıklamada, bireysel özerklik ile toplumsal zararın birlikte korunabileceğini belirterek toplumun sağlığını tehlikeye atan ve aslında yaşama hakkına zarar veren aşı reddinin bilimsel bilgilere dayanarak tartışılması gerektiğini vurguluyor. TTB bu bağlamda, “Bireyler inancı, düşünceleri ve bilimsel bilgiye dayanmayan yargıları toplum bağışıklaması örneğinde ikinci planda kalmalıdır.” diyor.


2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü, “Küresel Sağlığa Yönelik En Büyük 10 Tehdit” listesine aşı kararsızlığını da aldı. Bulunduğumuz dönemde sosyal medyanın popüler oluşu ile uygulamalarda kolaylıkla yayılabilen, aşılara dair kaynağı belirsiz bilgiler halk sağlığı için önemli ölçüde tehlike oluşturmaktadır. Bu noktada elimizden gelen en iyi davranış, bilimsel verilere dayanarak ve aynı zamanda toplumun sağlığından da sorumlu olduğumuzu unutmayarak mantıklı bir karara varabilmemizdir.


Hazırlayan: Melda Arığ


Kaynak:


Doğanışık, İ. (2020, Nisan 8). Aşı Karşıtlığı ve Reddi Artıyor. Doğruluk Payı: https://www.dogrulukpayi.com/bulten/asi-karsitligi-ve-reddi-artiyor


Türk Tabipleri Birliği. (tarih yok). Aşı Karşıtlarının İddiaları ve Bilimin Yanıtları. Türk Tabipleri Birliği: https://www.ttb.org.tr/userfiles/files


Üren, Ç. (2021, Mart 3). Aşı karşıtlığının yüzlerce yıllık tarihi: Nasıl doğdu, nasıl örgütlendi ve pandemiye etkisi ne oldu? Independent Türkçe: https://www.indyturk.com/node/322596





Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


bottom of page