top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Arpadan Soğana Gebelik Testlerinin Tarihi

 Bir kadının hamile olup olmadığını belirlemede kullanılan tanısal bir test olan gebelik testi, kan ve idrarda bulunan belirteçler ile örnekleme gerektirir. 


 İki tip gebelik testi vardır. Bunlardan kolay ve pratik olanı idrarda gebelik testi, kesin sonuç veren ise kanda gebelik testidir. İdrarda gebelik testi eczanelerden alınıp birkaç damla idrar ile kolayca yapılabilir. Kan testinde ise laboratuvara kan verip sonucunu beklememiz gerekir.


 Her iki testte de insan koryonik gonadotropini (hCG) hormonu kullanılır. hCG embriyonun rahim içine yerleşmesinden hemen sonra plasenta tarafından üretilir. Kişi hamile kaldığında vücudundaki hormon seviyeleri değişir. Hamileliğin başlangıcı sırasında, plasentanın bir bölümü tarafından insan koryonik gonadotropini (hCG) adı verilen bir hormon üretilir. Bu hormon, adet döngüsü her başladığında gelişen bir özellik olan korpus luteumun korunmasına yardımcı olmak için vücudun diğer bölümleriyle birlikte hareket eder. Gebelik testi, döllenme gerçekleştikten sonraki altı gün içinde kadının idrarında hCG'nin yükseldiğine dair işaretler arar. Çok az sayıda yanlış pozitif sonuç ile yüksek oranda doğru sonuç vermektedirler. 

İnsan Koryonik Gonadotropini (hCG)

İdrarda Gebelik Testi


 İdrarda gebelik testi iki şekilde yapılabilir. İdrar bir kabın içine alındıktan sonra test çubuğu içine daldırılabilir veya idrar yaparken idrarın orta kısmı ile çubuk ıslatılır. Biraz bekledikten sonra renk değişikliği takip edilerek gebeliğin olup olmadığı anlaşılır. Gebelik testi beklenen regl tarihi geçince ya da vücutta regl dönemi yaklaştığında farklılıklar hissedildiğinde yapılabilir. 


 İdrar ile yapılan testlerde yalancı pozitifliğin, yani gebelik olmadan test sonucunu gebelik varmış gibi değerlendirmenin en önemli nedeni, olması gereken süreden daha sonra değerlendirilmesi ile olur. İlk test yapıldığında tek çizgi varsa gebelik yok, silik veya belirgin ikinci çizgi oluşursa gebelik var demektir.

 İdrarda gebelik testi günün her saatinde yapılabilir, ancak sabah ilk idrarda hCG miktarı daha yoğun olduğundan daha hızlı ve belirgin sonuç alınır.


Kanda Gebelik Testi


 Hamilelik testinde kesin sonuç almanın yolu ise kanda yapılan gebelik testidir. Diğer testlerde olduğu gibi koldan kan alıp laboratuvarda B-hCG testi yapılır. Kanda çıkan değer net olmamakla birlikte gebeliğin kaç hafta olduğu ile ilgili bilgi verir.


Kanda gebelik testinin; idrar testine göre 7-12 gün daha erken gebelik tespiti yapılabilmesi ve kandaki B-hCG seviyesini tespit edip sağlık için gerekli değerlendirmelere olanak sağlaması yönüyle avantajları bulunmaktadır. Ancak bununla birlikte idrar testine göre daha pahalıdır, sonuç almak daha uzun sürede olur ve testin laboratuvar ortamında yapılması gerekir. 



Gebelik Testi Tarihi


 Gebelik testleri günümüzde bu şekilde pratik yollarla yapılsa da aslında çok da eski bir yöntem değildir. Gebeliğin tespit edilmesinde kullanılan obstetrik ultrasonografi ilk kez 1960'larda; hCG için ilk ev test kiti 1968'de icat edilmiştir. Kitler 1970'lerin ortalarında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da piyasaya sürülmüştür. 1976 yılında Warner-Chilcott adlı ilaç şirketi tarafından geliştirilen hCG ev test kiti sektör için devrim niteliğinde bir gelişmedir ve şu an dünyanın her yerinde kullanılan gebelik testleri için de bir temel oluşturmuştur. Bu testin üretilmesi, hCG hormonunu saptamak için radyoaktif işaretleme yöntemi kullanılan 1970’lerin başlarına göre önemli bir gelişmedir.


Aschheim-Zondek Testi


 Amerika Birleşik Devletleri'nde evde hamilelik testlerinin kullanıma sunulduğu 1978'den önce, hamilelik testleri hastane laboratuvarlarında çeşitli yöntemler kullanılarak yapılıyordu; bunlardan biri de Aschheim-Zondek veya kısa ismiyle A-Z testiydi. 1927'de Alman jinekologlar Selmar Aschheim ve Bernhard Zondek tarafından geliştirilen A-Z testi, erken hamileliği tespit etmek için geliştirilen ilk biyoanalizlerden biriydi. hCG hormonu ilk olarak 1920’lerde tanımlanmıştır ve bu buluş gebeliğin hCG araştırılarak saptanabilmesi fırsatını doğurmuştur. Bugün sahip olduğumuz ileri teknoloji idrar çubukları o zamanlar bulunmadığı için Aschheim ve Zondek test aygıtı olarak farklı bir yol kullanmışlardır.

 

Test yöntemine göre kadından alınan idrar örneği henüz tam gelişmemiş bir dişi fareye enjekte edilirdi. Eğer idrarda hCG hormonu varsa, fare kızışıp cinsel olarak aktifleşir ve çiftleşmeye hazır hale gelirdi. Başlangıçta sadece fareler kullanılmaktaydı ve enjeksiyon sonrasında yumurtalıkları incelenmek üzere kesilip açılırdı. Birkaç yıl içinde ise fareler yerini tavşanlara bıraktı. Bu teste baş araştırmacıların isimleri olan Aschheim-Zondek testi, diğer bir ismiyle A-Z testi adı verildi.


 A-Z testi %98 doğru sonuç oranıyla gayet başarılı bir testti. Ancak, sonuçların çıkması birkaç gün sürüyordu. Bununla birlikte test ‘koryo-epitelyoma’ adı verilen ve hızlı büyüyen bir kanser türü ile hCG’yi birbirinden ayırt edemiyordu. Böylece bu test, bilmeyerek de olsa, kanser teşhis yöntemi olarak da kullanılmış oldu; hasta hamile değilse kanser de değildi.


Xenopus Laevis


 A-Z yöntemini biraz daha geliştiren Lancelot Hogben bilim insanının yaptığı çalışmalara göre amfibiler, yumurtaları çok daha kolay incelenebildiğinden fare ve tavşanlara göre daha avantajlı olduklarını gösterdiler. Bilimsel adı Xenopus laevis olan Güney Afrika pençeli kurbağasının insan gebelik testleri için özellikle elverişli olduğu ortaya çıktı. Dişi kurbağaya gebe bir kadının idrarı enjekte edildiğinde, kurbağa gün bitmeden yumurtluyordu. Buna karşılık erkek kurbağa ise enjeksiyona sperm üreterek yanıt veriyordu. Bu çok daha hızlı ve başarılı test 1930’larda Avrupa’ya yayıldı ve kurbağalar standart taşıyıcı konumuna geldiler.


 Bu testlerin daha da öncesinde hamile olduğundan şüphelenilen kadınların idrarı tıp doktorları ya da yüksek teknolojili hamilelik testleri tarafından değil, "kahinler" tarafından analiz edilirdi. 16. yüzyılda bu uzmanlar idrarı derinlemesine inceleyerek, idrarın tonlarını, renklerini ve kokularını değerlendirip, varlığından şüphelenilen bebeğin yolda olup olmadığını tespit edebileceklerini iddia ediyorlardı.


 Bu uygulamalı prosedürün bir parçası olarak, daha ileri düzeyde idrarı şarapla karıştırdılar. Bu uygulamanın bilinçli yapıldığından emin olamasak da, yöntemin bazı bilimsel gerçekleri vardı: Alkol hamilelik sırasında üretilen belirli proteinlerle reaksiyona girer, bu nedenle idrarın kıvamı değişirdi. Bu idrar inceleme tekniği ‘üroskopi’ ismiyle ifade edilir. Üroskopi, antik Babil'e kadar uzanır ve 5. yüzyıldan 15. yüzyılın ortalarına kadar Doğu Roma İmparatorluğu'nun ilerlemelerinin bir parçası olan Bizans tıbbında ön plana çıkarılmıştır. 


Arpadan Buğdaya


 İdrar testleri Bizans tıbbından daha da öncesine dayanmaktadır. M.Ö. 14. yüzyılda, yani günümüzden yaklaşık 3.350 yıl önce yaşamış olan Antik Mısırların da kullandığı ilginç bir idrar testi bulunmaktaydı. Sir Flinder Petrie isimli bilim insanının 1862 yılında bulmuş olduğu papirüste yer alan antik hamilelik testine göre Mısırlılar, hamilelik şüphesi olan kadın idrarıyla biri buğday, diğeri arpa dolu iki torbayı doldurur. Hamilelik şüphesi olan kadının idrarını yaptığı torbalar diğerinden önce çimlenirse, gebelik tescillenmiş olurdu. Bu yöntemle bebeğin cinsiyeti de tespit edilebiliyordu. Hamile kadının idrarıyla sulanan tohumlardan, buğday taneleri daha önce filizlenirse bebeğin erkek olduğu anlaşılırdı. Arpa taneleri daha önce filizlenirse de bebeğin kız olduğu anlaşılırdı.



 Prof. Julias Manger, 1933 yılında laboratuvarda kutuların içerisinde kurutma kağıtları üzerine yerleştirdiği buğday ve arpa tanelerini idrarla sulayarak, Mısırlıların kullandığı gebelik ve cinsiyet belirleme yönteminin doğruluğunu ispat etti.

 

 1963 yılında arkeologlar ve bilim insanların tarafından yapılan ve sonuçları Medical History dergisinde yayınlanan deneyde ise, bu yöntemin %70 isabetlilik ile hamileliği tespit edebildiği gösterilmiştir. Araştırmada, erkeklerin veya hamile olmayan kadınların idrarının da bitkilerin çimlenme hızını yavaşlattığı göstermiştir. 

 

 %70'lik başarı oranı, şans eseri doğruluğu bulunan %50'lik orandan dikkate değer miktarda yüksek olduğu için, Antik Mısırlılara ait bu yöntem kısmen işlevsel bir yöntem olarak kayıtlara geçmiştir. Bu yöntem öylesine işlevsel bulunmuştur ki, 1699 yılına kadar kullanımına rastlamak mümkündür. Hatta Anadolu topraklarında bu yöntemin 1960'lara kadar, yani modern Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bile kullanıldığını gösteren kaynaklar bulunmaktadır.


 Antik Mısır’da kullanılan bu testin çalışma prensibi temel olarak östrojen kaynaklıdır. Hamile kadınların idrarında yüksek oranda östrojen ve progesteron bulunmaktadır. 


 Östrojen steroid hormonlarından olan estradiolün bitki büyümesine hız kattığını gösteren çalışmalara, 2014 yılında araştırmacı Kelsey Marie Bowlin’in makalesinde yer verilmiştir. 


 Testte kullanılan arpa ve buğday torbaları ise bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Antik Mısırlıların inancına göre arpa ve buğdayın çimlenme hızının belirlediği cinsiyetin bilimsel geçerliliği olmadığı gibi rastgele tahmin yönteminin vereceği %50 ihtimalden daha iyi bir olasılık vermemektedir.


 Bir başka ilginç yöntem ise modern tıbbın babası olarak bildiğimiz Hipokrat tarafından varsayılmıştır. Gebeliğinden şüphelenilen kadının vajinasına bir soğan yerleştirilirdi. Ertesi sabah kadının nefesi soğan kokuyorsa, kadın hamile değildi. Bu fikrin dayandığı temel, kadının içinde büyüyen bir bebek olmadığında kadın rahminin açık olacağı ve rektumdan ağza uzanan bir rüzgar tüneli oluşturacağı düşüncesiydi. Eğer rahimde bebek şeklinde bir engel varsa, kadının nefesi soğan kokmayacaktı. Bu fikrin elbette tıbbi olarak doğru olmadığını söyleyebiliriz.


 Unutulmamalı ki günümüzde %99'dan yüksek isabet oranıyla gebeliği tespit eden test yöntemleri varken; antik yöntemlere başvurmanın mantıklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Gebelik şüpheniz varsa, eczaneden alabileceğiniz bir gebelik testiyle veya hekim yardımıyla bu gebelik şüphenize bir netlik kazandırabilirsiniz. 


Hazırlayan: Ayşe Dila Yerli 


Kaynakça: 


Bowlin, K. M. (2014). A Comparison of Pregnancy Tests: Blood and Urine. Northwest Missouri State University


J. Daley. (2018) Egyptian Papyrus Reveals This Old Wives’ Tale Is Very Old Indeed. 


The Papyrus Carlsberg Collection, (2019) Faculty of Humanities. University of Copenhagen.


P. Ghalioungui, et al. (1963). On An Ancient Egyptian Method Of Diagnosing Pregnancy And Determining Foetal Sex. Medical History, sf: 214-246. 


J. Shields. (2018) Ancient Egyptian Pregnancy Test Survived Millenia Because It Worked. 


Andrews, R. (2016). Onions in vaginas: the strange history of how doctors used to test for pregnancy. Iflsci̇ence.


Andrews, R., Ağacı, E., Karagözoğlu, M. (2016, April 02). Modern Gebelik Testlerinin İcadından Önce Hekimlerin Kullandığı Korkunç Yöntemler!. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/4283


“The History of the Pregnancy Test Kit—A Timeline of Pregnancy Testing.” Office of History, National Institutes of Health. http://history.nih.gov/exhibits/thinblueline/timeline.html

Son Yazılar

Hepsini Gör

댓글


bottom of page