top of page
  • Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

Antipsikotiklerde Farklı Bakış Açısı: Aripiprazol

Aripiprazol, şizofreni ve bipolar bozukluk hastalıklarının tedavisinde kullanılan atipik antipsikotik bir ilaçtır. Etkilediği reseptörlerde parsiyel agonizma sağladığı için yeni kuşak antipsikotik ilaç olarak nitelendirilmektedir. Nöroleptik ilaçlar grubunda atipik nöroleptik sınıfında yer alan aripiprazol, 1988 yılında keşfedilmiştir.


Aripiprazol Yapısal Formülü
Aripiprazol Yapısal Formülü

  • 7-{4-[4-(2,3-dichlorophenyl)-1-piperazinyl]butyloxy}-3,4-dihydro-2(1H)-quinolinone

  • Molekül formülü: C23H27Cl2N3O2

  • Kaynama noktası: 646,2 °C

  • Molar kütlesi: 448,385 g/mol


Aripiprazol, şizofreni ve bipolar bozukluk tedavisi yanında majör depresif bozukluk ve tik bozukluklarında da ek tedavi olarak kullanılır.


Aripiprazolün atipik nöroleptik ilaçlar sınıfında bulunduğundan bahsetmiştik. Nöroleptik ilaçlar şizofreni dahil psikotik bozuklukların tedavisinde kullanılır. Şizofreni beyindeki dopaminerjik aşırım sonucu oluşur. Bu ilaçlar beyindeki dopaminerjik reseptörleri bloke ederler. Dopaminerjik reseptörlerin bloke edilmesi dopaminerjik aşırımı engeller ve şizofreni gibi psikotik bozuklukların oluşumunu önler. Bunun yanı sıra dopamin reseptörleri ile serotonin reseptörlerinin de blokajı söz konusudur.


Şizofrenide semptomlar pozitif ve negatif olmak üzere iki başlıkta toplanır. Pozitif semptomlar halüsinasyonlar ve hezeyanlar gibi durumlardır. Negatif semptomlarda ise daha içine kapanık bir ruh hali, asosyal bir tavır, konuşmama, yaptıklarından zevk alamama durumu görülür. Şizofreninin kesin bir tedavisi bulunmadığı için hastalar, semptomların iyileştirilmesi ve hafifletilmesi yönünde bir tedavi programına alınır. Bu açıdan bakacak olursak nöroleptik ilaçlar, tipik nöroleptikler ve atipik nöroleptikler olarak iki gruba ayrılırlar. Şizofreninin pozitif semptomlarının tedavisinde tipik nöroleptik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlara cevap vermeyen ve/veya negatif semptom görülen hastalarda tedavi için atipik nöroleptikler kullanılmaktadır.


Aripiprazol atipik nöroleptik sınıfında diğer ilaçlardan farklı olarak parsiyel agonist etki gösteren bir ilaçtır. Bu ifadeyi daha net açıklayabilmek için öncelikle agonist, antagonist ve parsiyel agonist kavramlarından bahsetmemiz gerekmektedir. Agonist kavramı, reseptöre bağlanıp hücrede tam bir etki oluşturan doğal veya sentetik maddeleri ifade eder. Doğal olarak vücudumuzda üretilen veya sentetik olarak dışarıdan alınan ilaç etkin maddeleridir. Antagonist madde ise agonist madde yerine reseptöre bağlanarak agonist maddenin etkisini göstermesine engel olan maddelerdir. Antagonist, agonistin reseptöre bağlanmasına engel olur ancak kendisi hücre üzerinde bir etki oluşturmaz. Parsiyel agonist madde ise reseptöre aynı agonist gibi bağlanan fakat etkisi tam agonist kadar olmayan maddedir. Parsiyel agonist, ortamda tam agonist madde olmadığında belirli bir miktar etki oluşturabilir. Ortamda tam agonist madde olduğunda ise bu agonistin reseptöre bağlanmasını engelleyeceğinden antagonist olarak etki gösterir.


Aripiprazolün yeni kuşak antipsikotik olarak görülmesinin sebebi dopamin D2 reseptör için parsiyel agonist olarak etki göstermesidir. “Aripiprazol, şu anda kullanılmakta olan tipik ve atipik antipsikotiklerden çok farklı bir farmakolojik profile sahip olup dopamin sistemi dengeleyici ajanların prototipi olan ilk yeni nesil antipsikotik ajandır. Pre ve postsinaptik dopamin D2 reseptörünün parsiyel agonistidir; D3 reseptörüne güçlü, D4 reseptörüne ise orta düzeyde afinitesi vardır. Parsiyel serotonin 5-HT1A ve 5-HT2C agonisti, 5- HT2A reseptör antagonistidir. Parsiyel D2 reseptör agonizmasının şizofrenide mezolimbik ve mezokortikal yolaklarda dopaminerjik nörotransmisyonu stabilize ettiği düşünülmektedir. 5-HT1A reseptör parsiyel agonizması şizofreninin negatif, affektif ve bilişsel belirtilerine etki ederken 5-HT2A reseptör antagonizması ise negatif belirtiler üzerinde etkinlik, ajitasyon ve agresyon kontrolü ve daha az ekstrapiramidal yan etki ile ilişkilidir.” ( Monkul ve Akdede, 2005)


Yukarıda da açıklandığı gibi aripiprazol, D2 reseptörler için parsiyel agonisttir. D2 reseptörü üzerinde tam etkiyi oluşturan agonist dopamindir. Antagonist etkiyi oluşturacak ilaçlara ise haloperidol örnek olarak verilebilir.



Haloperidol Yapısal Formülü

Dopamin Yapısal Formülü

Parsiyel agonist olduğu için tam agonist aktivite göstermemesi sayesinde yan etki görülme sıklığı ve şiddeti de tam agonistten daha düşüktür. Örneğin ekstrapiramidal yan etkiler, D2 reseptörlerinin tamamen bloke olması sonucu ortaya çıkar fakat aripirazol parsiyel agonist olduğu için bu yan etkiler daha zayıftır.


Hazırlayan: Münüse Hilal Kahraman


Kaynakça:


Monkul, E. S., & Akdede, B. B. (2005), Yeni Kuşak Antipsikotiklerden Aripiprazol: Bir Gözden Geçirme. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 15(4).http://www.psikofarmakoloji.org/pdf/15_4_8.pdf?ref=klasshop.com


Akpınar, Ç.K.,Doğru, H.,Aygün, D.,Bolat, N. (2015), Aripiprazol’a bağlı parkinsonizm: iki olgu sunumu, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 16(3), 124-127.


Soygür, H. (2008), Aripiprazol'ün Farmakodinamik ve Farmakokinetik Özellikleri, Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 18.







Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page