top of page
Yazarın fotoğrafıinPharma Dergi

6 Eczacı 6 Soru (Hastane Eczacılığı)



1) Fakültede aldığınız eğitimin ne kadarını meslek hayatınızda kullanıyorsunuz? Meslek hayatını ve eczacılık eğitimini karşılaştırdığınızda eğitim alanında nelerin değiştirilmesini önerirdiniz?


Ecz. Ebru Kahraman Polat: Mesleğe ilk olarak bir kozmetik firmasının Ar-Ge tarafında başladım. Orada ”Emülsiyon nedir?, Nasıl krem yapılır?” gibi konularda aldığım tüm eğitimi aktif bir şekilde kullandım. Bugün ise hastanede özellikle yan etkiler, geçimsizlik, stabilite, alerjiler, çapraz alerjiler konusunda önüme çıkan her olguda geçmişte edindiğim bilgi birikimini geri çağırmam gerekiyor.


Şu anki eğitim sistemini bilmediğim için bu soruya net bir cevabım yok.


Ecz. Elif Bilim: Hastane eczacılığı ile ilgili en çok farmakoloji derslerimizden ve 5. yılda yaptığım hastane stajımdan faydalandığımı, diğer ders ve stajda öğrendiğim bilgileri neredeyse hiç kullanmadığımı söyleyebilirim. Hastanemizde majistral ilaç yapımı yaygın olsaydı belki farmasötik teknoloji derslerinden de yararlanıyor olacaktım. Bazı hastaneler bu alanda kendini geliştirmiş ve aseptik ilaç hazırlama üniteleri kurarak çeşitli süspansiyon göz damlaları vs. hazırlamaktadır. Majistral hazırlama konusunda stajların arttırılmasını önerebilirim.


Ecz. Elif Tanıl: Fakültede aldığım eğitimden çoğunlukla farmakoloji bilgimi kullanıyorum. Ancak şu anda çalıştığım kemoterapi biriminde fakültedeki eğitimimin yeterli olduğundan emin değilim. Kemoterapi eczacısı oldukça az, bu alanda verilen farmakoloji bilgisi de kendi okuduğum okulda yüzeysel kalmıştı. İlaçların etki mekanizmalarını anlayabilmek için de ekstra olarak fizyoloji çalışmam gerekti.


Buna ek olarak, özellikle kamu hastanelerinde, eczacıların Sağlık Uygulama Tebliği kurallarını yakından takip etmeleri gerekiyor. Bunları stajlarda yeterince öğrenebildiğimizi düşünmüyorum. En azından her alan için mümkün değil.


Ecz. Hatice Oran: Fakültede gördüğüm farmakoloji, farmasötik bakım (klinik eczacılık), farmasötik teknoloji ve farmasötik biyoteknoloji derslerinden öğrendiğim bilgileri hastane eczacılığında kullanabiliyorum. Örneğin; fazlarına ayrılmış bir şurup gördüğümde bu bozulmuş demek yerine ilacın süspansiyon formunda olduğunu, bu ayrışmanın doğal olduğunu söyleyebiliyorum ve bunu farmasötik teknoloji bilgimi kullanarak yapıyorum. Bir kemoterapi ilacının hangi teknoloji ile üretildiğini nasıl etki ettiğini farmasötik biyoteknoloji ve farmakoloji bilgilerimi kullanarak ifade edebiliyorum. İlacın yan etki/advers etkisi konu olduğunda hemen aklıma farmasötik bakım derslerim geliyor.


Eczacılık eğitimine eklenmesini istediğim şey stajlarının her dönem farklı bir alanda yapılma zorunluluğu getirilmesi. Biz eczacılar fakültede donanımlı bir şekilde yetişiyoruz ancak stajlar olmazsa teoriği pratiğe dökemiyoruz. Bunun sonucunda stajda görmediğimiz alana yönelmeye çekiniyoruz.


Ecz. İlknur Akyol: Doğru söylemek gerekirse fakültede aldığımız eğitimi neredeyse hiç kullanmadığımı ya da anımsamadığımı itiraf edebilirim. Fakültede aldığımız eğitim; çok ayrıntılı, çok kapsamlı bilimsel bir eğitim fakat hastanede bu eğitimi kullanma imkanı yok maalesef. Fakülte eğitiminde 4. veya 5.sınıflarda stajdan bağımsız olarak branşlaşma, öğrencilerin nerelerde çalışacağını hangi sektörde mesleğine devam ettireceğine göre ayrılması belki daha verimli olabilir diye düşünüyorum.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş: Hastane eczacılığı, genellikle ilaç farmakolojisine ait bilgilerin kullanıldığı bir alandır. Örneğin; ilaca yönelik uygun dozun hastaya verilmesi, hasta raporunda yer alan ilaca ait bildirilerin Sağlık Uygulama Tebliği’ne uygunluğunun kontrolü, ilaç ihtiyacı durumunda mevcut ilacın eşdeğerleri de olmak üzere her türlü temininden biz hastane eczacıları sorumluyuz ve lisans eğitimi döneminde edinilen bilgiler bu alanda çalışan eczacılar için yeterli olduğundan herhangi bir değişime ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.


2) Bize işteki bir gününüzden bahsedebilir misiniz?


Ecz. Ebru Kahraman Polat : Öncelikle güne başlarken hızlıca sabah servislerden gelen orderları hazırlıyoruz. Ardından eczanedeki ilaç eksiklerinin tamamlanması ile depolarla yapılacak anlaşmalar ile ilgileniyorum. Hastanede eczacının bulunması gereken belli komiteler var. Varsa o gün komite toplantılarına katılıyorum. Ayrıca haftada bir hastaneye yeni dahil olan çalışanlara ve diğer sağlık personeline akılcı ilaç kullanımı, doğru farmasötik bakım gibi konulara dair eğitimler veriyorum.


Ecz. Elif Bilim: Sabah mesaiye geldiğimde ilk iş olarak personel kartımı okutuyor ve bilgisayarımı açıyorum. Sorumlu eczacı olduğum için diğer arkadaşların mesailerini takip ediyorum. Maillerimi, Dokümantasyon Yönetim Sistemi tarafından tarafıma gönderilen resmi yazışmaları ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi tarafından gelen bildirimleri kontrol ediyorum. Burada acil halledilmesi gereken işleri hemen kendim hallediyorum ya da ilgili alt birimler tarafından halledilmesini sağlıyorum. Alt birimlerde çözülemeyen durumlar olursa onlarla ilgileniyorum. Eğer varsa hastane yönetimi tarafından planlanan çeşitli komite ve komisyonların toplantılarına katılıyorum. Gün içinde eczaneyle ilgili diğer işler (teknik arızalar, temizlik kontrolü gibi) ve ziyaretçilerle de ilgileniyorum. Stajyer eczacı ya da eczane teknikerinin bizimle çalışması durumunda onların da mesai ve staj takiplerini yapıyorum.


Ecz. Elif Tanıl: İş yerindeki bir günüm şu şekilde ilerliyor:


Öncelikle hastanemizin kemoterapi ilaçlarının hazırlanması ile ilgili hizmet aldığı kurumun biyologlarıyla o günkü ilaçların etiketlerini kontrol ediyoruz. Bu etiketleri kontrol ederken hastanın ismine, ilaç etken maddesine, dozuna, hangi serum içerisinde hazırlandığına ve nasıl verildiğine dikkat ediyoruz.


Hastalara ilaçların dağıtımı doktorların talebi ile yapılıyor. Doktorlardan aldığımız tedavi protokolleri etken maddeler üzerinden hazırlanmış durumda. Stokların doğru takibi için etken madde, müstahzar bilgilerinin ve dahasınında olduğu bir liste hazırlayıp doktorlarımıza iletiyoruz ve onlar sisteme girişini sağlıyor.


Hazırlanan ilaçlarımız kliniğimize ulaştığında gelen ilaçların kontrollerini yapıyoruz. Serum seti ve serumun uygunluğu, klemplerin açık kalıp kalmadığı gibi faktörlere dikkat ederek hemşirelerin şahitliğinde teslim alarak hastalara uygulanması için hemşirelerimize veriyoruz. İlerleyen saatlerde ertesi gün kemoterapi alacak olan hastalarımızın tedavi protokollerini teslim alıyoruz.


Protokollerde hastanın teşhisi, kilosu, boyu, yaşı, hastalığının hangi aşamada olduğu, her ilacın dozlaması, ilaçların veriliş sırası, şekli ve uygulama hızı belirtiliyor. Bazı ilaçların dozlaması “du bois” formülüne göre vücut yüzey alanı üzerinden, bazı ilaçların ise kilogram üzerinden hesaplanıyor. Hasta için maksimum dozun aşılıp aşılmadığını, ilaç uygulama sürecinin doğruluğunu, teşhis-ilaç uyumunu kontrol ediyoruz. Yapılan kontrollerde görülen herhangi bir sıkıntı neticesinde doktorumuzla iletişime geçip yeni düzenlemeler yapıyoruz.


Gün sonunda doktor orderlarını rapor kontrollerini yaparak onaylıyoruz ve artan ilaçların sistem üzerinden imha kaydını yapıyoruz. Olağandışı durumlar haricinde genel rutinimiz bu şekilde.


Ecz. Hatice Oran: Hastane eczacılığı yatan hastaların tedavisinde yer alan ilaçların tedariğinden tüketimine kadarki süreci kapsar. Bizim hastanemizde de belirli iş paylaşımları bulunmaktadır. İlaç tedariği, stok yönetimi, miad takibi, kalite yönetimi, order onayı gibi. Benim de bir günüm, yatan hastalara girilen orderların onayları ile geçmektedir. Servislerle ilaçlar hakkında gerekli görüşmeleri yapıp order kontrollerini sağladıktan sonra sırayla ilaçları onaylayıp hazırlıyoruz. Hazırlanan ilaçları klinik destek elemanları aracılığıyla servislere gönderiyoruz.


Ecz. İlknur Akyol: Sabah mesaiye geldiğimde önce kimlik kartımı okutup bilgisayarı açarak güne başlıyorum. Ben hastane eczanesinin order karşılama bölümündeyim. Dolayısıyla sabah ilk işimiz doktorlarımızın yatan hastalarına yazdıkları order ekranını kontrol etmekle başlar. Her hastanenin kullandığı bir bilgisayar işletim sistemi vardır. Bu sistemde eczane modülü bulunur. Bunun için de kliniklerdeki doktorların yazdıkları ilaçları ve ilaçların dozlarını SUT hükümlerine göre kontrol ediyoruz. İlaçların geçimsizliklerine bakıyoruz. Daha sonra klinik bazında bunları yazılı hale getiriyoruz yani barkodlarını basıyoruz. Teknisyen arkadaşlarımız da her hastaya ilaçlarını hasta bazında poşetliyor, gelen klinik hemşiresine imza karşılığında teslim ediyorlar. Ayrıca narkotik ve kan ürünü ilaçlarını yine hasta bazındaki dozlarını tek tek kontrol ediyoruz ve gerektiğinde doktorlarla iletişime geçip ilaçlarını hemşirelere imza karşılığında teslim ediyoruz.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş: Kurum tarafından bildirilen mesai saatlerinde çalışma yerine varıldıktan sonra o günkü iş planında yer alan işleri tamamlamak öncelikli yaptığımız şey. Kurum eczanemiz, stok, kemoterapi, order, fatura, ve depo-narkotik olmak üzere bölümlerden oluşmaktadır. Bu sebeple her kısımda yer alan eczacı kendi iş tanımına uygun olarak gün içinde önem arz eden işlere öncelik vererek hafta ve ay olarak iş çizelgesinde yer alan işleri tamamlamakla yükümlüdür.



3) Bir hastane eczanesini serbest eczanelerden farklı kılan şeyler nelerdir?


Ecz. Ebru Kahraman Polat: En büyük farkı yaptığınız en ufak bir hatanın hastayı direkt etkiliyor olması. Ayrıca her işiniz acildir çünkü doktorların karar verdiği belli tedavi protokollerini takip ederiz. Gerekli durumlarda gözden kaçan durumları hataları fark edip müdahale etmemiz, ilgili birimle iletişime geçmemiz gerekiyor. Bu yüzden çok daha hassas, dikkatli ve tabii ki hep işimizin başında olmalıyız.


Ecz. Elif Bilim: Hastane eczanesinin serbest eczaneye göre avantajları sorumluluğun tek kişi üzerinde olmaması, her iş için ayrı birimlerin olması, daha çok eczacı ve eczacı teknikeri çalışması nedeniyle dinlenmeye zamanın kalabilmesi, her ay düzenli maaşın yatması olarak sıralanabilir. Dezavantajlarına baktığımızda, hastane eczacılığında hastalarla birebir iletişim imkanı sınırlı olduğu için farmasötik bakım gibi konularda mesleki tatminin daha zayıf olması, maddi gelirin çoğu serbest eczaneye göre daha az olması, sık nöbet tutma olasılığı gibi durumları söyleyebiliriz.


Ecz. Elif Tanıl: En basit ayraç, maddi bir kaygının olmamasıdır. Ayaktan hasta yerine yatan hasta ilaçları karşılanıyor. İlaçların sigortadan geri ödemesinin alınması ciddi önem arz ediyor. Bu sebeple sürekli rapor kontrolü yapıyoruz. Ayaktan hastaya geri ödemesi yapılmayan ilaçlar yatan hastada ödenebiliyor. Bu gibi durumlar sebebiyle onay sürecimiz daha farklı. Hazırlanan ilaçlar hemşirelerine teslim ediliyor ve hastaya servisinde uygulanıyor.


Ecz. Hatice Oran: Serbest eczacı çoğunlukla ayaktan hastaların ilaçlarından, hastane eczacısı ise yatan hastaların ilaçlarından sorumludur. Serbest eczacı ilaç alım satımlarında kendi bütçesini kullanırken hastane eczacısı ilaç alım satımlarında devletin bütçesinden faydalanır. Serbest eczanede ilacın çeşit çeşit muadili bulunurken hastane eczanesinde en son ihalede hangi firmayla anlaşıldı ise o firmanın ilaçları bulunur. Bazı ilaçlar serbest eczanede satılamaz, sadece hastanelerde bulunur. Bunun bir sebebi sadece yatan hastalar için uygulanabilir olması ve yatan hastalarda geri ödemesinin olması. Örnek olarak karbapenem grubunu verebiliriz. Yurt dışından tedarik edilen bazı ilaçlar da sadece hastane eczanesinde bulunmaktadır. Örneğin: Konakion.


Özetle yatan hastaların ihtiyaç duyabileceği çoğu ilaç hastaneler tarafından tedarik edilmekte ve hastaya sunulmaktadır.


Ecz. İlknur Akyol: Hastane eczanesinin avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Avantajlarına gelirsek; çok sayıda eczacı, eczacı teknikeri, yardımcı personelle birlikte çalıştığımız için işleri paylaşabiliyoruz. Sabah 8, akşam 5 mesaisine uyuyoruz dolayısıyla akşam 5'te kapıyı kapatıp gidebilme lüksümüz var. Her ay düzenli maaşınızın da yattığını biliyorsunuz. Ayrıca olası teknik sorunlarla karşılaştığınızda bunları sadece teknik ekibe bildirmek yeterli oluyor. Dezavantajlarına gelirsek; hastalarla birebir iletişim imkanınız olmadığı için mesleki tatminimiz daha zayıf oluyor. Sadece doktor ve hemşirelerle irtibat kurabiliyoruz.Pek çok eczaneye göre de daha az maddi gelirimiz var ve serbest eczanelere kıyasla daha çok nöbet tutma durumu var çünkü hastane eczanesinin haftanın 7 günü 24 saat açık olması gerekiyor.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş : Sadece doktorlar ve hemşirelerle iletişime geçerek hastaya ilacın temininden sorumluyuz. Bu süreçte yine almış olduğumuz farmakoloji eğitimini kullanıyoruz.


4) Hastane eczacılığında eczacının sağlık danışmanlığı rolü nasıl daha kuvvetli hale getirilebilir?


Ecz. Ebru Kahraman Polat : Hastanenin en büyük giderini (tıbbi malzeme dışında) ilaçlar oluşturuyor. Bu noktada hastanın gereksiz ilaç kullanımını engellemeniz hem hasta hem hastane adına çok önemli. Ayrıca hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. Gerekli durumlarda bazen onlar bize danışıyor ya da biz fark ettiğimiz noktaları hekime bildiriyoruz. Dolayısıyla halihazırda önemli bir role sahip olduğumuzu düşünüyorum.


Ecz. Elif Bilim: Bizim de planladığımız birkaç hastanede de yer alan eczacıların istihdam edildiği Akılcı İlaç Kullanım Poliklinikleri ya da İlaç Danışma Merkezleri yaygınlaştırılabilir.


Ecz. Elif Tanıl : Hastanede hastaları en çok gören eczacılardan biri olabilirim. Bunun sebebi, eczane yerine serviste çalışıyorum. Çoğu hasta, hastane üniforması giymediğim için kim olduğumu ve neden serviste sürekli dolaştığımı merak ediyor. Size en az 30 hastanın benim kim olduğumu niye orada olduğumu hemşirelere sorarak öğrendiğini söyleyebilirim. Bazılarıyla ise ilaç eğitimleri dolayısıyla tanışıyoruz. Kemoterapide ilaç-ilaç ve ilaç-besin etkileşimleri çok önemli. Bu sebeple hastalarımıza ilk küründen önce yaklaşık 30 - 45 dakika kadar süren bir eğitim veriyoruz. Eczacının en önemli görevlerinden birisi de ilaç danışmanlığıdır. Bunun ileride klinik eczacılıkla birlikte şu an kemoterapide yaptığımız gibi daha mümkün olacağına inanıyorum. Sağlık çalışanı olmayan çoğu insanla konuştuğumda veya hastanede çalıştığımı söylediğimde “Nasıl yani, hastanede eczacı çalışıyor mu?” gibi çok fazla tepki alıyorum. Maalesef bilinmiyor.


Ecz. Hatice Oran: Bizler hastanede daha çok hemşirelere ve doktorlara ilaç danışmanlığı yapmaktayız. Bunun daha kuvvetli hale getirilmesi için eczacının sadece eczanede değil servislerde bulunan cep depo eczanelerde de çalışması gerektiğini düşünüyorum.


Ecz. İlknur Akyol: Eczacılıkta uzmanlık yaygınlaşabilir. Dolayısıyla klinik eczacı olan eczacılarımız birebir hasta ve doktorlarla iletişimde olarak mesleklerinden daha çok tatmin sağlayabilirler.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş: İlacın uygulama şekli, mevcut dozunun uygunluğu gibi durumlarda eczacı, hemşireyi ve doktoru bilgilendirmektedir. Bu gibi durumlarda eczacıyla iki grubun daha çok iletişime geçmesi sağlanabilir.



Pyxis Sistemi


5) Sizce teknolojinin hastane eczacılığındaki yeri nedir? Teknolojinin bu alana eskiye kıyasla daha fazla dahil olmasını doğru buluyor musunuz?


Ecz. Ebru Kahraman Polat: Şu an ilacın eczaneye girişinden hastaya uygulanışına kadar her aşamayı takip eden Pyxis gibi çok gelişmiş sistemler var. Bu sistemler ilacın kaç dakika içinde hastaya verildiğine kadar takip edebiliyor. Fakat tabii ki işin içinde algoritmayı oluşturma ve diğer konularda insan faktörü, eczacı faktörü de var. Şu an biz de hastane olarak belli yapay zeka programları üzerinde çalışıyoruz. Oluşturduğumuz her order algoritma için kullanılıyor. Ayrıca biz her kalem ürün için daha avantajlı olacak şekilde sipariş listeleri çalışıyoruz. Bu listeleri hazırlamak bazen tüm akşamımızı alabiliyor. Çalıştığımız programdan bizim için gerekli alternatif sipariş listelerini oluşturup ilgili depolara teklif sunmasını ve geri dönüşlerini değerlendirmesini istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor.


Ecz. Elif Bilim : Kesinlikle hastane eczacılığında teknoloji kullanımı artmalı. Mesela halihazırda ilaç hazırlayan, paketleyen, etiketleyen cihazlar; eczacı ve eczacı teknikerlerinin işini oldukça kolaylaştırmış, hata oranlarını azaltmış, ilaç güvenliğine büyük oranda katkı sağlamıştır. Bu cihazların kontrol edilebilir olması, kalibrasyon gibi takiplerinin yapılması önemli bir ayrıntıdır.


Ecz. Elif Tanıl: Özel hastanede çalıştığım dönemde TPN(Total Parenteral Nütrisyon) ve kemoterapiyi aktif olarak hazırlıyordum. Aynı zamanda Pyxis isimli bir ilaç dağıtım istasyonu hastanenin tamamında kullanılıyordu.

Pyxis, eczane order sistemiyle entegre olarak çalışıyor. Doktor orderı girdikten sonra eczacı onaylıyor ve ilaçların hemşireler tarafından alınmasına izin verilmiş oluyor. Sistem sadece alınacak olan ilacın olduğu dolabın kapağının açılmasına izin veriyor. Bu sayede birçok yanlış ilaç uygulamasının önüne geçiliyor ve narkotik suistimalinin engellenmesi çok kolay oluyor. Narkotik gözleri ayrı bir şekilde bulunuyor ve her göze 1 adet ilaç yerleştirilmesine izin veriliyor. Kimin hangi saatte hangi ilacı alıp kime uyguladığını çok net bir şekilde görebiliyoruz.


TPN için çalıştığım yerde otomatik bir sistem yoktu. Dolayısıyla sayısız TPN’yi manuel olarak kendim hazırladım. TPN’nin hedef kitlesi olan yenidoğan bebeklerin hiçbir hatayı tolere etme şansları maalesef ki yok. Bu sebeple gerçekten ince ayarlamalar yaparak temiz oda içerisinde hazırlıyordum. Otomatik cihazlar ile çökelti oluşumu vb. hataların engellenmesi çok kolay. O sebeple çok önemli olduğunu düşünüyorum.


Kemoterapi hazırlamak için de TPN’de öncelikli amacımız kendimizi korumak. Çünkü sitotoksik ilaç buharı saça, cilde, kıyafetlere çok hızlı ve kolay yapışabiliyor. Otomatik sistemlerle ilaç havayla hiç temas etmeden serum içerisine girmesi sebebiyle oldukça güvenli hale geliyor. Operatör sadece cihaza bağlanan flakonları bittikçe değiştirip hazırlanacak ilacın dozunun girişini yapıyor.


Ecz. Hatice Oran: İşlemlerimizin çoğunu bilgisayarlarda yer alan uygulamalar üzerinden yapıyoruz. Hastaneye giren ve çıkan ilaçlar faturalandırılıyor, ilacın hastane içerisindeki her hareketi sistem üzerinde belli oluyor. Ayrıca stok yönetimi, miad takibi, order onayı gibi işleri kolaylıkla halledebiliyoruz. Teknolojinin eskiye kıyasla daha fazla dahil olmasını kesinlikle doğru buluyor ve destekliyorum.


Ecz. İlknur Akyol: Kesinlikle doğru buluyorum. Teknolojiyi kullanmak, eczacı ve eczacı teknikerlerinin işlerine yardımcı olabilir hatta azaltabilir de. Teknolojik aletlerle ilaçları hastanın ismine göre paketleyerek doğru hastaya, doğru zamanda ve doğru ilacı ulaştırmak noktasında işleri kolaylaştırıp hata oranlarını azaltılabilir.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş: Şu anda ilaçların hastalara temini, reçete ve rapor kontrolü gibi durumlar tamamen hastane tarafından ortak olarak kullanılan bilgisayar programlarında gerçekleşmektedir. Bunun yanında ilacın temini veya kuruma her türlü tıbbi malzemenin girişi ve çıkışı Sağlık Bakanlığı’na da entegre olan sistemler üzerinden gerçekleşmektedir.



6) Son olarak hastane eczacılığı yapmak isteyen öğrencilere verebileceğiniz tavsiyeler var mı?


Ecz. Ebru Kahraman Polat: Kendinizi bilgi birikimi anlamında geliştirin. Yaptığımız meslek çok değerli bu yüzden kendi değerinizi siz belirlemelisiniz. Mesleğimiz omuzlarımıza çok büyük yükler bindiriyor, bunu farkında olup yaptığınız işin ne kadar önemli olduğunu unutmayın.

Son olarak da iyi bir eczacının hastane için çok önemli ve değerli olduğunu bilin.


Ecz. Elif Bilim: Son zamanlarda hastane eczacılığının tercih sebebinin genelde yardımcı eczacılığı tamamlamak olduğunu görmekteyiz. Daha uzun sürelerde hastane eczacılığı yapmak isteyen meslektaşlarımız için şunları önerebilirim: Hastane eczacılığı yaparken kendinizi her alanda bilgilendirmeye ve her işi öğrenmeye çalışmanız, eczaneden kalite yönetimi ile ilgili bilgi sahibi olmanız, mümkünse tüm prosedür ve talimatları okumanız, kemoterapi, TPN ünitesi gibi özellikli alanlarda çalışmaya talip olmanız, hastane eczacılığının gelişimi ile ilgili fikirlerinizi mutlaka yönetim ile paylaşmanız ilk olarak söyleyeceğim maddelerdir.


Ecz. Elif Tanıl: Hastane eczacılığı, çalıştığınız birimin ne kadar özellikli bir birim olmasına bağlı olarak zorluk açısından çeşitlilik gösteriyor. Hasta görmemek benim gibi biraz değişken ruh haline sahip insanlar için oldukça rahat bir durum ama bazen de eczanedeki amca-teyze ve eczacı ilişkisi sıcaklığını özlediğiniz oluyor. Her işyerinin kendine has farklı zorlukları var ve nereye giderseniz gidin bu zorluklarla karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek.


Hastanede diğer sağlık mesleklerine mensup insanlarla iletişiminiz de fazla olduğu için her işin farklı boyutunu görebilmek mümkün. Bazen hiç beklemediğiniz insanlardan hiç beklemediğiniz hikayeler çıkabiliyor ve bu bakış açınızı iyi ya da kötü olarak değiştirebiliyor.


Mesleğimiz eczanede veya hastanede olduğunuz sürece nöbete dahil olan bir meslek. Eczaneye göre hastanede nöbet rutininiz daha farklı. Daha sık nöbet tutulduğu kesin. Kemoterapi gibi özellikli bir birimde çalıştığınız zaman, kendi hazırladığınız ilaçların, her ne kadar siz üretmemiş olsanız dahi bir hastaya fayda ettiğini görüp duydukça mesleğinize ve kendinize saygınız artıyor. Buraya kadar sabırla okuyup mesleğimizin yeni ve genç bir üyesi olarak tecrübelerimden bahsetme imkanı sunduğunuz için teşekkür ederim.


Ecz. Hatice Oran: Hastane stajı yapmalarını tavsiye ederim. Hastanedeki işleyişi fakültede öğrenmeniz mümkün değil. Stajda ismen dahi olsa neler yapıldığını gözlemleyip öğrenebilirsiniz. Ancak her hastanenin farklı bir sistemi ve işleyişi bulunmaktadır. Staj yaptığınız hastane ile kıyaslamayın hastane eczacılığını. Hastane eczacılığında yapacağınız işler atandıktan sonra kısa sürede öğrenilebilen şeylerdir. Hastane eczacılığının görev tanımlarını bilmeniz yeterli olacaktır. Ayrıca farmakolojiye hakim olmanızı tavsiye ederim. Etken madde bilginiz varsa müstahzar isimlerini zamanla öğreniyorsunuz zaten.


Ecz. İlknur Akyol: Hastane eczacılığı genelde eczane açmak istemeyen ya da ilaç firmalarında çalışmayı tercih etmeyen eczacılarımız için çok iyi bir çalışma alanıdır. Aynı zamanda kendimizi sağlık alanında geliştirebileceğimiz en önemli yerlerden biridir. Herhangi bir ilacı bilgilendirme amaçlı anlatmak istediğimizde kliniklere çıkarak hastalarla yüz yüze olabiliriz. Bunun haricinde sadece doktor ve hemşirelerle bir aradayız bunun da dezavantajları ve avantajları var tabii ki.

Hastanenin içinde farklı yerlerde çalışılabilir. Örnek olarak kemoterapi, TPN ünitesi, eczanenin içinde stok birimi, order bölümü, depo tarafı verilebilir.


Dr. Ecz. Zefine Uğraş: Eczacılığın diğer bölümlerine göre daha rahat bir çalışma ortamı var. Hasta ile iletişim birebir olmadığından ilaç danışmanlığı biraz daha arka planda kalmasına rağmen yine de serbest eczanelerde yapılan stajlardan apayrı bir dünya diyebiliriz.


Değerli zamanlarını ayırıp sorularımızı yanıtlayan, tecrübelerini bizimle paylaşan eczacılarımıza en içten teşekkürlerimizi iletiyoruz. Umarız röportajımız hastane eczacılığına dair aklınızdaki sorulara cevap olmuştur.


Ecz. Ebru KAHRAMAN – Bayındır İçerenköy Hastanesi


Ecz. Elif BİLİM - Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi


Ecz. Elif TANIL – Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi


Ecz. Hatice ORAN – Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi


Ecz. İlknur AKYOL - Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi


Dr. Ecz. Zefine UĞRAŞ – Abdulhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi


Hazırlayan: inPharma Dergi Ekibi


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page